Kişisel bakımından yemesi içmesine, eğitiminden antrenmanına kadar 17 yaşındaki engelli oğlunun her şeyiyle ilgilenen annenin bu ilgisi, oğluna yüzme sporunda birincilik getirdi.

Adıyaman’da yüzde 94 otizm (gelişim bozukluğu) ve Mental Retarde (zeka geriliği) olan 17 yaşındaki Yusuf Akgün’ün koca yürekli annesi Emine Akgün, ömrünü oğluna adadı. Oğlunu kendi gözünden sakınan ve birçok annenin yapamayacağı fedakarlığı yapan Emine Akgün, 24 saat oğluyla vakit geçiriyor.

Haftanın 7 günü oğluyla birlikte dışarı çıkan, onun yüzme antrenmanlarında yanında olan, liseye onunla birlikte giden Emine Akgün, yaşamından şikayetçi değil. Anne Emine Akgün, oğlunu haftada 2 gün Adıyaman Spor Lisesine getirerek, ellerinden tutup sınıfa bırakıyor. Her teneffüs oğlunu alan ve beslenmesini yapan vefakar anne, Yusuf’un kişisel bakımını da kendisi yapıyor. Oğlu sınıfta ders işlerken anne ise kitap okuyarak zaman geçiriyor. Emine Akgün, ergenlik döneminde kendisine bilinçsiz bir şekilde fiziki şiddet uygulayan Yusuf’un bu davranışlarına rağmen ve zor bir dönemden geçmelerine rağmen bugünlerin de geçeceğini söyleyerek iyi niyetini koruyor.

Yüzmede Türkiye birincisi oldu

7 yaşından beri havuza giden ve suda rahatlayan Yusuf Akgün, ergenlik dönemindeki asabi tavırları nedeniyle daha çok suya girmeye başladı.

Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve Spor Lisesi tarafından verilen destek ve antrenörlerin yardımı ile Yusuf bu yıl yüzme müsabakalarına katıldı. Yusuf, Antalya’daki Özel Sporcular Türkiye Şampiyonası’nda 200 metre kulvarda Türkiye ikincisi, Mersin’de yine Özel Sporcular Okul Sporlar Şampiyonası’nda ise 100 metre kurbağada Türkiye birincisi oldu.

Anne Emine Akgün, “Yusuf 7 yaşından beri suyu seven bir çocuktu. Otizmli çocuklar zaten suyu çok seviyorlar. İlkokul, ortaokul döneminden ergenlik dönemine kadar sürekli biz bunu o havuza götürüyorduk. Yusuf ergenlikle beraber öfke nöbetleri geçirmeye başladı, bedenini tanımaya başladı. Duygusal gelişimler yaşamaya başladı. Dolayısıyla kendini ifade edemeyip, öfke nöbetleri geçirmeye başladı. Bu öfke nöbetlerinde bize fiziksel şiddet uygulamaya başladı. Mesela kafamızı duvara vuruyor, yanaklarımızı koparcasına sıkıyor, parmaklarımızı kırmaya çalışıyor. Bu onun bilerek yaptığı bir şey değil, öfkesini kontrol edemediği anda yaptığı şeyler. Biz onun bu halinde güzel sözler söyleyerek sakinleştirmeye çalışıyoruz. Ben 24 saat onunla beraberim. Hem annesiyim, hem öğretmeniyim hem arkadaşıyım hem yaşam koçuyum. Her şeyi ile bizzat ilgileniyorum. O yüzden onun bakışından, konuşmasından, hareketinden, beden dilinden onun ne demek istediğini anlıyorum. Etrafımızda çok merhametli insanlar olduğu kadar çok merhametsiz olanları da var. O yüzden ben hiç kimseye güvenmeyeceğim için Yusuf’la bizzat kendim ilgileniyorum” dedi.

Spor Lisesi Müdürü Murat Aksoy ise annenin oğlu için saçını süpürge ettiğini dile getirerek, “Yusuf okula getiriyor ve okul içerisinde sürekli yanında birebir ilgileniyor. Yusuf geldiğinde fiziksel olarak daha gelişmemişti çocuk kabul edilir bir çağdaydı. Şimdi büyümesiyle birlikte annesinin ona karşı olan meşakkati daha da arttı. Annenin meşakkati hepimiz tarafından takdire şayandır. Biz okul idaresi ve öğretmenler olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz ama annenin çektiğini 10-15 dakika gözlemlerseniz ona bir ömür veren, onun için saçını ak hale getiren, onun için hakikaten tırnağını taştan esirgemeyen anne görürsünüz” diye konuştu.

Yüzme Antrenörü Ayça Kahraman, Yusuf’un başarısının ardında annesinin olduğunu dile getirerek, “Bu sene ilk defa Yusuf müsabakalara katıldı. Antalya’daki Özel Sporcular Türkiye Şampiyonası’nda 200 metre kulvarda Türkiye ikincisi, Mersin’de yine Özel Sporcular Okul Sporlar Şampiyonası’nda ise 100 metre kurbağada Türkiye birincisi oldu. Yusuf’un tabi ki başarıyı kazanmasının en büyük etkeni, bunu elde etmesinin yegane sahibi vefakar, hep yanında olan annesidir” ifadesini kullandı.

Kaynak: iha