Dilimize öyle girdi çünkü. EYT. Emeklilikte yaşa takılanlar. Son yedi yılın en çok konuşulan sosyal olaylarından birisidir EYT meselesi.

Yazacaklarım, bu konuda mağdur olanları mutlu etmeyebilir. Ancak, işin hem tarihçesini hem de günümüzü doğru anlatabilirsek umarım yararlı olacaktır.

1936 yılı sosyal güvenlik sisteminin dönüm noktası olarak kabul edilir. 86 yıllık sosyal güvenlik tarihçesinde inişli çıkışlı dönemler oldu öyle ki 38 yaşında emekli olanlar halen hayattadır.

1954 doğumlu olup da 38 yaşında yani 1992 yılında emekli olanlar şu an 68 yaşındadırlar. 94 yaşına kadar da hayatta olduklarını düşünelim tam 56 sene emekli maaşı alacaklar, vefatları halinde şartları tutan mirasçıları emekli aylığını almaya devam edecekler.

Aşağıdaki tabloda da görüleceği üzere her seçim döneminde emeklilik yaşı ile oynanmış ve seçmen de buna prim vermiştir.

Örneğin 1987’de ÖZAL döneminde kıyak emeklilik yasası çıkarıldı ama Anayasa Mahkemesinden döndü.

1992’de DEMİREL döneminde yaş şartı kaldırıldı, sadece hizmet süresi ile insanlar emekli oldu. Yani 38 yaşındaki genç emekliler ile o tarihte tanıştık. Benim de o kadar çok astsubay, polis arkadaşım var ki halen hayattadırlar.

2006 yılı reformunu muhalefet Anayasa Mahkemesine götürdü ama reddedildi.

Tabloyu incelediğimizde hangi liderlerin emeklilik yaşları ile oynadığı görülmektedir.

Yıl

Başbakan

Yaş (Kadın)

Yaş (Erkek)

1950

Adnan MENDERES

60

60

1955

Süleyman DEMİREL

55

60

1969

Süleyman DEMİREL

38

43

1986

Turgut ÖZAL

55

60

1992

Süleyman DEMİREL

38

43

1999

Bülent ECEVİT

58

60

2006

Recep Tayyip ERDOĞAN

59

64

O halde sorun nedir? Fakir ülkeyiz ve tasarrufumuz yoktur, aktüeryal denge sürekli açık vermektedir. Bunu lütfen kabul edelim. Yani SGK gelirleri, giderlerini karşılamamaktadır. Sosyal devlet, açığı kapatacak başka formüller üretebilir elbette.

Demokrasi ve hukuk tam işlemediği için her gelen iktidar milyonların oyunu alabilmek için emeklilik yaşını aşağı çekerek adeta rüşvet vermiş seçmen de buna karşılık verip rüşveti almıştır. Aslında her iki taraf da suçludur.

Örneğin ben de 2009 yılında 43 yaşında emekli olacak iken yaşa takıldım ve 10 sene sonra emekli olabildim. Ama hiç sitem etmedim neden? Aktüeryal dengeyi biliyorum, uzmanlık alanım ve yeni sistemin sonuçları meyvelerini ancak 2047 yılında verebilecektir.

Sonuç:

  1. Ülkemizde çalışma koşulları ağır ve belli yaştan sonra insanlar verimli çalışamıyor. Çalışma koşullarının ergonomik olması gerekir.
  2. Maç esnasında kural değiştirmek doğru değildir. Hukuk güvenliğinin olmadığı ortadadır.
  3. 1950’den bu yana hep muhalefet bu konuyu gündeme getirmiş, seçim vaadi yapmış ve de seçimi kazanmış ancak sosyal güvenlik açıkları alabildiğine büyümüştür.
  4. EYT yasası çıktığında 3-4 milyon vatandaşımız mutlu olabilir, maaş bağlanabilir ama torunlarımızın geleceğini çaldığımızı fark edebiliyor muyuz?
  5. Seçmen olarak bizler de verilen seçim rüşvetlerine alıştık ve gereğini yapıyoruz, bu da demokrasi kültürümüzün olmadığını gösteriyor.
  6. Aralık 2022 gibi meclise gelecek tasarı muhtemelen tek alternatifli ve emekli adayının biraz fedakârlığı üzerine kurulu bir tasarı gibi beklenmektedir. Yani her iki taraf da mutlu olamayabilir.
  7. Sadece seçimi kazanmak için emeklilik sistemi ile bu kadar sık oynanması torunlarımızın geleceğini olumsuz etkileyecektir.
  8. AB ülkeleri 65 olan emeklilik yaşını 67’ye çıkarmak için kamuoyu oluşturmakta iken bizler neden erken emekli olmak isteriz ki?
  9. Sanırım alan da veren de bu duruma razı. Olacaklardan 85 milyon hepimiz sorumluyuz. Akıl ve bilimden uzaklaştıkça bu sorunlarımız dağ gibi büyüyüp gidecektir.

Ahali bu işe ne diyor?