Adıyaman İli Okul Yaptırma Derneği adıyla 1990’lı yıllarda bir dernek kuruluyor. Kurucu veya koruyucuları arasında sıradan güzel insanların yanı sıra sonradan milletvekilliği veya belediye başkanlığı yapmış çeşitli siyasi parti ve mezheplere mensup insanlar var.
Necip Büyükaslan, Hüsrev Kutlu, Şevket Gürsoy, Nebahat Gürsoy, Faruk Tandoğan, Yunus Turgut, Yaşar Koca, Naci Tutal, Sıtkı Canpolat, Rıfat Çankaya, Zeki Gül ve Rıfat Küçük ile rahmetli Mehmet Görücü ve Mehmet Özdüzen…
Bunların dışında belki başkaları da olabilir. Hemen söyleyeyim, bu isimleri siyasilerden almadığım gibi yazacağımı da söylemedim. Yaklaşık 4 ay kadar önce içlerindeki bir arkadaşımla yaptığımız sohbette geçti. Lakin Valimiz Mahmut Demirtaş’ın, minik yavrularımızın sabahın köründe okula gitmesine son vermek için derslik sayısını arttırma hedefindeki azmini de görünce konu ile ilgili geçmişte yapılan güzellikleri anma, tarihe not düşme adına köşe yazısına konu etmek bu güne nasip oldu.
Bu dernek 1996 yılında Yeşilyurt Mahallesi Kavi Yolu’nda 12 bin m2 arsa alıyor. Bu günkü değeri yaklaşık 1,5-2 milyon TL. Sıra okul binasının yapımına geliyor, yeterli desteği sağlayamayınca arsasını hazineye bağışlayıp tüzel kişiliğini feshediyor ve hukuk âleminden siliniyor. Bu bilgiler devletin arşivlerinden de araştırılabilir.
Şimdi bu arsada Fatih Anadolu Lisesi hizmet veriyor. Dolayısıyla dernek mensuplarının maddi imkânsızlıktan gerçekleştiremediği nihai amaç, Allah’a şükür devletimiz tarafından gerçekleştiriliyor. Bu nedenle rahat uyuyun Görücü ve Özdüzen ağabeylerim; ruhunuz şad, mekânınız cennet olsun…
Gelelim işin diğer yönüne;
Bırakalım uzaktakileri de bu okulun yönetici ve öğretmenlerinden, hatta öğrencilerinden ve dolayısıyla kamuoyundan kaç kişi biliyor bu gerçekleri? Ya hiç kimse veya yönetici veya öğretmenlerden belki biri-ikisi…
Hukuk âleminden silinen derneğin, gönüllerden de silinmemesi için anılmayınca, söylenmeyince, yazılmayınca tabii ki nereden bilinsin?
Peki, bu okul dersliklerine bu kahramanlarının isimleri verilemez mi?
Hadi buna imkân olmadı veya uygun görülmedi diyelim. En azından okulun giriş kapısı ile müdür odasında bir tabelaya “Bu okulun arsası 12.000 m2 olarak Adıyaman İli Okul Yaptırma Derneği tarafından 1996 yılında bağışlanmıştır.” yazılıp ayrıca katkısı olanlara birer plâket veya teşekkür belgesi verilemez mi?
Şeyh Edebali “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” dememiş mi?
Hem asıl önemli olan bu tür sivil inisiyatifleri çoğaltmak ve geçmişte de olsa bu amaçla çalışanları motive etmek ve toplumda sinerji yaratmak değil mi?Devlet 12 Eylül 1980 darbesi gibiyıllarcaönceki günahları ortaya çıkarabilip cezalandırma yoluna gidebiliyor da sevapları ortaya çıkarıp onurlandırma yoluna neden gitmesin?
Mercan TV’de geçen hafta konuğu olduğum Mertçe Programında Baykan Sarıkaya Kardeşimizin “Kent Konseyi gibi STK’larda yer almakla ve köşe yazısı yazmakla ne çıkarınız var?” sorusuna verdiğim “dua” cevabının önem ve doğruluğu, sanırım bu yazıyla daha iyi anlaşılır.
Mustafa Işıldak www.mustafaisildak.com.tr
31.12.2013 Adıyaman’da Bugün Gazetesi
0532-422 95 28 [email protected]