İletişim çağı dediğimiz bu çağda akıllı telefon, internet, televizyon, radyo sayesinde çok uzaklarla iletişim kurabiliyoruz! Ama maalesef yakınlarımızla iletişim kurmada pek başarılı olamıyoruz.

Günümüzde teknolojinin sunduğu bu imkân ve aletler neredeyse hayatımızın vazgeçilmez birer parçası oldular. Neredeyse bu aletlerin girmediği ev yok. Bunların yoğun olarak kullanılması insan zihninin daha az kullanılmasına sebep olmaktadır. İnsanlar ve özellikle çocuklar bu teknolojik aletleri kontrolsüz bir şekilde kullanarak zamanlarının çoğunu boşa harcamaktadırlar. Daha çok da çocuklar derslere ve birlikte oynamaya ayıracakları zamanlarını sanal oyunlarla geçirmektedirler.  

Akıllı telefonlar ve televizyon aile içi iletişimi ve muhabbeti engelleyen en büyük tehlike haline gelmiş durumdadır.

Ne yazık ki günümüzde akıllı telefon denen bu iletişim araçlarıyla yakınlar uzaklaşmış, uzaklar yakınlaşmıştır. Evde herkes eline telefon alıp orada bulunmayanlarla iletişim kurduğunda aile bireylerinin birbirleriyle iletişimleri neredeyse tamamen kesilmektedir. Bedenler aynı yerde, kafalar, duygular, düşünceler başka yerdedir.

Sosyal medyada paylaşılan içeriklerin takip edilerek, çocukların gelişimini olumsuz şekilde etkileyecek içeriklere ulaşmaması için tedbirler alınması, onların ahlak ve mahremiyet eğitimi bakımından çok önemlidir. Bu bakımdan çocukların dijital risklerden korunması konusunda aileler tarafından dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir konusunda ailenin bilinçli olması gerekir. Bunun için ailenin:

1. Ailenin çocuklarını üç yaşına gelinceye kadar ekrandan uzak tutmaları, ekran bağımlısı olmamalarına dikkat etmeleri gerekmektedir.

2. Çocukları internet ve diğer sosyal medyanın risklerinden korumak ailenin görevidir. Çocuklarınızın akıllı cihaz ve sosyal medya kullanımını kontrol etmeye başlamadan önce kendimizi eleştirmeli, kendi kullanımımızı kontrol altına almadan çocuklarımıza doğru olanı aşılayamayız.  İnternet ve sosyal medyanın bilinçli, doğru ve ihtiyaç halinde kullanılması konusunda yol göstermeli, bilinçlendirmeli ve onlara örnek olmalıyız.

3. Çocuklara teknoloji kullanımı yasaklanmamalıdır. Yasaklandığı takdirde çocuk aileden habersiz internet evleri, arkadaşları ve başka yollarla meraklarını giderirken, tehlikeli ve ahlakdışı sitelere maruz kalabilirler. Bu bakımdan evde ve kontrolü olarak ve çocuklar bilinçlendirilerek onların internet ve teknolojiden güvenli bir şekilde yararlanmaları sağlanmalıdır.

4. Aile tarafından çocuklara erken yaşta dijital mahremiyet bilinci aşılanmalı ve çocukların mahremiyetleri korunmalıdır.

5. Sosyal medya yeni ve vazgeçilmesi zor bir bilişim ve sosyalleşme biçimidir. Bunu yasaklamak yerine faydalı hâle getirmek daha doğrudur.  Bunun için evdeki dijital haberleşme araçlarına filtre programları indirilerek çocukların tehlikeli ve müstehcen sitelere girmeleri engellenmelidir.

6. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından sunulan Güvenli İnternet Hizmeti kapsamında internetteki zararlı içerikleri filtrelemek için ücretsiz sunulan çocuk profili, aile profili hizmetleri kullanılmalı, çocuklar internetteki zararlı içeriklere karşı korunmalıdır.

7. Çocuklar, kişilerin mahremiyetlerini ve sınırlarını ihlal etmeme konusunda bilinçlendirilmeli, kendi sınırlarını korumak için “hayır” diyebilmeyi öğrenmelidirler. Bu anlamda aileler de çocuklarına sınır koyabilmelidirler.

8. İnternet ortamında, sosyal medyada özel ve kişisel bilgilerini asla paylaşmamaları konusunda çocuklar aileleri tarafından bilinçlendirilmeli ve bunun sakıncaları anlatılmalıdır.

9. Sosyal medyada paylaşılan her bilginin doğru olmadığı, hatta çoğunun aldatmaya yönelik olabileceği, sosyal medyada gördüğü her şeye inanmaması gerektiği bilinci verilmelidir.

"Eğer medyaya inanırsanız, masumları suçlu, suçluları ise masum olarak görmeye başlarsınız." Malcolm X

10.  Aile fertleri çevrimiçi ortamlarda çocuklarının fotoğraf, video ve diğer bilgilerini paylaşmamalıdırlar. Hatta ailece çekilmiş fotoğrafların, eğlence, yemek ve sofra fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmamalıdırlar. Bu konuda çocukları da bilinçlendirerek onlara örnek olmalıdırlar.

11.  İnternet ortamında doğru bilgiye nasıl ulaşılabileceği öğretilmelidir.

12.  Sosyal medyada tanımadığı kişilerle arkadaşlık kurmamaları, bir araya gelmemeleri, çevrimiçi görüşme yapmamaları ve bunlardan gelen mesajlara cevap vermemeleri; rahatsız eden kişilerin engellenmeleri sağlanmalıdır. Bilinmeyen kişilerden gelen e-postaların açılmaması gerektiğinde anne ve babasına sorulması bilinci verilmelidir.

13.  İnternet ortamında rahatsız edici bir durumla karşılaştıklarında anne ve babanın bundan haberdar olması gerekir. Bu konuda da çocuklar bilinçlendirilmelidir.

14.  Çocuklara dijital oyunlar için günlük 30-45 dakika süre verildiğinde bu süre ve oynadığı oyunlar denetlenmeli, şiddet ve cinsellik içerikli olanlarla çocuklar için sakıncalı olan, onların zihinsel, ruhsal, bedensel ve ahlaki gelişimini olumsuz yönde etkileyecek oyunlar engellenmelidir. Bu tarz oyunların sakıncaları konusunda çocuklar bilinçlendirilmelidir.

Bilim adamaları yaptıkları çalışmalar sonucunda şu kanaate varmışlardır:

Bilgisayar veya dijital bir aletle bir saat oyun oynadıktan sonra en az bir saat zihinsel bir çalışma yapmak gerekir. Aksi halde beynimiz istemeden performansını kaybederek pasifleşecektir.

15.  Aile içinde çeşitli aktiviteler düzenlenerek ve akran guruplarıyla sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerle çocukların dijital ortamlarda geçirecekleri süreler azaltılmalıdır.

16.  Aile devamlı olarak çocuklarıyla iletişim halinde olmalı ve çocuklardaki, sosyal, ahlaki ve fiziksel gelişimlerini takip etmelidir.

17.  Sanal ortamlarda üretilen ve paylaşımların etkili, verimli ve bilinçli şekilde kullanımını sağlamak için çocuklar bilinçlendirilmelidir.

18.  Çocuklar bilinme, görünme ve beğenilme gibi psikolojik ihtiyaçlarını sosyal medya aracılığı ile karşılamak için kendileriyle ilgili paylaşımlar yapmak isteyebilirler. Bu ihtiyaçlar karşısında mahremiyet sınırları belirlenmeli ve bilinçlendirilmelidirler.

19.  Çocuklar diğer yazılı ve sözlü basın, yayın, kitap, dergi, gazete ve sinema gibi diğer kitle iletişim araçlarının zararlarından da korunmalıdır. Zira kitle iletişim araçları, çeşitli konulardaki bilgi ve haberleri, geniş kitlelere kısa zamanda iletebilmekte ve bireyleri tek yönlü olarak etkileyebilmektedir. Çocuklarda henüz eleştirel bir zekâ gelişmemiş olabileceğinden bu araçlar çocuğun davranışlarını ve hayat biçimlerini daha çok etkilemektedir. Bu araçları tamamen olumlu ya da olumsuz olarak nitelendirmek doğru değildir. Aile çocuklarını bu araçların iyi yönlerinden faydalanmaları ve zararlarından korunmaları için tedbirler almalıdır.