Dünyada özgürlükler olabildiğince genişlerken, demokrasi ve özgürlük kavramları vicdanların olmazsa olmazları haline gelirken, özgürlükler adına ne varsa toplumların her zerresinde tavan yaparken bizdeki örümcek beyinliler hala başörtüsüne takılmaktadırlar! Üstüne üstlük bir de kendisini uygar dünyanın medeni ve demokrat elitleri olarak takdim etmezler mi, şu bizim jakoben zihniyetliler! Gel de gülme şunların içinde debelenmiş oldukları cüruflu haline! Bugünlerde yine sosyete zibidisinin biri çıkmış, “Ben başörtüsünden rahatsız oluyorum” diyerek, küstahlığın dik alasını orta yere sermiş! Kusura bakmayın ama biz de sizin bikinili endamınızdan rahatsız oluyoruz şaklaban hanımefendi! Sırayla rahatsız olun bakalım! Biz de gülme kuyruğuna girelim! Ne güzel anlaşıyoruz (!) değil mi? Rahatsız olmadan önce insan olmayı bilseydiniz keşke! Rahatsız olmadan önce demokrat olmayı bilseydiniz keşke! Rahatsız olmadan önce insan hak ve özgürlüklere saygılı olsaydınız keşke! Rahatsız olmadan önce uygarlıktan birazcık nasip alsaydınız keşke! Bir de utanmadan hoşgörücüye çıkmış taze erdemli kızlar gibi arzı endam etmiyor musunuz? Vallahi bravo!.. En ufak bir rant uğruna, şan-şöhret uğruna söylemlerinizle zıtlaşarak podyumların şaşalı köşelerinde başınıza başörtüyü bağlamaktan kaçınmıyorsunuz ama! Yeri geldiğinde de örtüyü öcü gibi lanse ederek, salyanızı peş peşe akıtıyorsunuz! Sizin yaptıklarınıza halk dilinde ne derler biliyor musunuz? Siz söyleyemiyorsanız biz söyleyelim; bu meyanda söylem ve eylemlerde bulunanlara renkten renge giren bukalemun derler! Ha unutmadan bir şey daha söyleyeyim; başörtüye ve başörtülülere her dil uzattığınızda Atatürk’ün arkasına sığınıyor ve cumhuriyetçilik edebiyatı yapıyorsunuz ya, bilesiniz ki bu konuda da kendi kendinizi madara ediyorsunuz! İlahi sen nelere kadirsin!..