Dördüncü Dakika
Elbette adalet yanında kamu yararı da hukukun bir gayesidir. Yasa, hatta kötü yasa bile, bu kendi özelliği ile hala bir değere, hukuku kuşkular karşısında güvenliğe kavuşturmak değerine sahiptir. Elbette insanın eksiksiz olamayışı; yasada, hukukun şu üç değeri, Kamu Yararı, Hukuk Güvenliği ve Adaleti uyumlu bir biçimde her zaman bir araya getirememektedir. O zaman geriye yalnızca, kötü, zararlı, haksız yasanın hukuk güvenliği nedeniyle geçerli sayılıp sayılmayacağının; ya da içerdiği adaletsizlik veya kamuya zararlılık nedeniyle geçerliliğinin yadsınıp yadsınmayacağının takdiri kalmaktadır. Ama şu, halkın ve hukukçuların bilincine iyice yerleşmelidir: Geçerliliklerinin, hatta hukuk olma özelliklerinin yadsınmasını zorunlu kılacak derecede adaletsiz ve kamuya zararlı yasalar bulunabilir.
 Beşinci dakika
Şu halde her türlü hukuk koymadan daha güçlü olan ve kendileriyle çelişen yasaların geçerliliklerini yitirebilecekleri hukuk ilkeleri vardır. Bu ilkelere `doğal hukuk` ya da `aklın hukuku` denmektedir. Ayrıntılarında elbette bazı kuşkularla kuşatılmışlardır. Ama yüzyılların emeği sağlam bir yapıyı ortaya çıkarmış ve İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgeleri olarak anılan metinlerde öylesine geniş bir uzlaşma sağlamıştır ki, bunlardan bazılarına baktığımızda ancak zorlama bir kuşku bu güvensizliği ayakta tutabilir.
İnancın dilinde bu düşünceler iki İncil sözünde yazıya düşürülmüştür. İlkinde şu yazılıdır: Üzerinizde egemenliği olan yetkeye itaatli olun. Ama diğer yandan şu da yazılıdır: Tanrı’ya, insana olandan daha fazla itaat etmelisiniz. Bu yalnız dindarca bir dilek olmayıp, geçerli bir hukuk ilkesidir. Bu iki söz arasındaki gerilimi, üçüncü bir söz ile çözmek olanaksızdır: Kayzer’in hakkını Kayzer’e ve Tanrı’nın hakkını Tanrı’ya verin. Çünkü bu söz de sınırları belirsiz bırakmaktadır. Çözümü daha çok, özel durumlarda bireyin vicdanında ona konuşan Tanrı’nın sesine terk etmektedir. ”
Siz hangi dakikadasınız, bilmiyorum ama makale burada bitiyor. Çevirisi Hayrettin Ökçesiz tarafından yapılan makale kaynağımızın, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülriz Uygur’un Hukuk Felsefesi ders notları olduğunu da bu arada belirtmiş olalım.
Yarın, Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye Nasihati’ni de okuduktan sonra yorumunuzu yaparsanız koyacağınız nokta daha isabetli olur diye düşünüyorum.
           
Mustafa Işıldak www.mustafaisildak.com.tr
0532-422 95 28 [email protected]