Görüyoruz ki, Bediüzzaman Said Nursi hazretlerini hayattayken hazmedemeyen ceberutlar, uhrevi âleme göç etmesine rağmen mübarek zata karşı hazımsızlıklarını sürdürüyorlar!

            O muhterem zatın düşüncesine, idealine, dünya görüşüne, çağa bakış açısına, risalesine, İslami görüşüne, söylem ve eylemine geçmişte saldıran yaratıkların uzantıları, bugün bile aynı barbarlığı gösteriyorlar!

            Kendileri gibi düşünmeyenlere, yaşamayanlara hayat hakkı tanımayacak kadar saldırganlaşanlarla aynı coğrafyada yaşadığıma bile utanmaya başladım!

            Yeri geldiğinde demokrasi havarisi kesilen, zira yaptıklarıyla antidemokratik portreler çizerek, adeta bukalemunlaşanları gördükçe, duydukça midem bulanıyor artık!..

            Hayattayken hiçe yere sürgün edilen, çilehanelerde süründürülen, hatta defaten zehirletilerek yok edilmeye çalışılan o mübarek zatın adına bile müsamaha göstermeyecek kadar ileri giden yarasaların günümüzdeki uzantılarının, Ebucehilvari davranışları anlaşılır gibi değil!

            Hay sizin başınıza Bediüzzaman kadar taş düşsün!..

            Neymiş efendim, Isparta’da, Bediüzzaman hazretlerinin ismi yaşatılamazmış!..

            Meselenin aslı şudur; Isparta İl Genel Meclisi, Isparta’nın ulusal düzeyde tanıtımının sağlanması konulu gündem maddesinin görüşmeleri sırasında, Eğirdir ilçesine bağlı Barla Kasabası’nın girişine “Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin Yaşadığı Topraklardasınız” sloganı yazılmasına oy birliği ile karar vermiş.

            Vay siz misiniz bu kararı alan!..

            Şu sıralar bir kaşık suda fırtınalar koparılıyor Isparta’da!..  

Nasıl olur da böyle bir kararın altına imza atarmış meclis üyeleri!..

Birçok kentin cadde, sokak, bulvar ve meydanlarında ihtilalcilerin, katliamcıların, bilmem kimlerin ismi yaşatılıyorsa, Asrın Müceddidi’nin ismi neden yaşatılmasın?

Bunda gocunacak ne var?    

Kaldı ki, Said Nursi bütün İslam âlemi için olduğu gibi, Isparta için de önemli bir şahsiyettir.

Böyle bir zat-ı muhteremin isminin bir kentte yaşatılması amacıyla alınan kararı mahkemeye taşımak kadar büyük bir çirkinlik olamaz herhalde!

Bu davranış, halkın değerlerine saldırmanın ta kendisidir! Hatta 28 Şubat zihniyetinin yaşatılmak istenmesinin dik alasıdır!..