Yazımızın başlığına bakıp, “bedelli askerlik ne zaman oldu” diye mırıldayanların sesini şimdiden duyar gibiyim.

            Ama kim ne derse desin, kim nasıl anlarsa anlasın, iddia ediyorum ki; bedelli askerlik her zaman var oldu. Dün vardı, bugün var, bu gidişle yarın da olacak…

Bedelli askerlik deyince, parasını bastırıp sadece bir ay kışla sınırları içinde boş boş dolaşıp geyik yapma şeklinde yapılan askerlik düşünülmemeli.

İmkânı olan…

Eli kolu uzun olan…

Varlıklı olan…

Zengin olan...

Güçlü olan…

Rütbeli olan…

İktidarı olan birçok kişi askerlik yapıyormuş gibi görünebilir, zira işin aslına bakıldığında; söz konusu kişiler gerçekte askerlik yapmıyor.

Buna rağmen, bedelli askerlikle ilgili yeni bir gündem oluşmuş bu aralar…

Hatta bu aralar değil, uzun zamandır temcit pilavı misali defaten pişirilip gündeme sunuluyor mevcut konu.

Hadi çıkarın artık (!) şu bedelli ile ilgili kanunu…

Ne de olsa yukarıda altını çizdiğim gibi;

Dayısı olan…

İmtiyazlı olan…

Maddiyatı olan, zaten fiilen askerlik yapmıyor!

Bari kanunla birlikte söz konusu seçkinlerin nazlı çocukları resmen parayı bastırır, (!) askerlikten yırtar!..

Eh, ne işi var malum seçkinlerin peygamber ocağında, (!) pardon asker ocağında!..

Harbiden siz hiç gördünüz mü, Doğu’da şehit düşen askerlerin arasında zengin bir ailenin çocuğunu?..

Neredeeeeee!..

Ekranları dikkatlice izlerseniz, göreceksiniz ki şehit ailelerin evi; ya varoşların odağında, ya eski püskü, ya da baraka tipi…

Hey gözünü sevdiğim adalet, sen vazgeçilmez bir sistemsin; ama ne yazık ki elit ve imtiyazlı zümrelerin elinin tersiyle tozlu raflara kaldırılmış ve orada kalmaya mahkûm olmuşsun! 

Sen olmayınca; maalesef “büyük balık küçük balığı hep yutuyor,” zenginlere toz kondurulmuyor, fakirler insan sınıfında sayılmıyor, zulüm ve adaletsizlik diz boyu, tombul yanakları sel alıyor!        

Ahhhhhhh!..Ah!

Şu hale bakın ya! Garip-guraba’nın, tenceresinde günlerce sıcak çorba kaynamayanın, bir parça kuru ekmek için varoşlarda, taşralarda yaşam mücadelesi veren ebeveynlerin Mehmetleri “vatan borcu namus borcudur!” diyerek vatani görevini yapsın.

Öbür taraftan variyetli, seçkin zümrelerin kuzucukları parayı bastırıp, askerliği bedelli yapsın ha!..

Adalet bunun neresinde, eşit yurttaşlık bunun neresinde..?

Hepimizin dinlediği o yürek burkan duygulu Yemen türküsünün sözcükleri ne kadar da yerindeymiş meğer.

“Yemen yolu çukurdandır,

Karavana’m bakırdandır,

Zenginimiz bedel verir,

Askerimiz fakirdendir…”

 

03.11.2011