2020’ye girdiğimiz şu günlerde benim de Türkiye ve Adıyaman’dan fazla bir beklentim yok.
Ilk beklentimiz savaşsız barışçıl bir Dünya ve Türkiye.
Ekonomik olarak iyi bir Türkiye ve Adıyaman beklemek en doğal hakkımız.
Kişi başına düşen milli gelirin 8000 dolar olduğu ülkemizde açlıktan, yoksulluktan insanların ölmediği bir dünya ve Türkiye beklemek kadar da doğal bir beklentim olamaz. Milyonlarca mülteciyi doyuran güzel ülkemin fakir fukarasının da açlıktan ölmediği ve istediği refah seviyesinde yaşama hakkının olduğu bir Türkiye dilemek istiyorum.
Adıyaman'a gelecek olursak; daha refah ve işsizliğin olmadığı bir Adıyaman dilemek kadar güzel bir temennim olamaz. Malum bankalarda mevduatı en fazla olan il olmamıza rağmen, fakirinin aç yattığı ve ırgatlık ile geçinen bir il konumundayız. Bilmeyenlere hatırlatayım Adıyaman'ımızın bir diğer adı da IRGAT KENTİDİR.
Her yıl Niğde ve Nevşehir’de patates ırgatlığı bizden sorulur. Malatya ‘da kayısı ırgatlığı yine bizim ilimizin tekelindedir. Keza Giresun ve Ordu’da fındık ırgatlığı da bizim sorumluluğumuzda. Daha bitmedi, Şanlıurfa’nın pamuk ırgatlığı da bizde. Bunun yanında Isparta’nın ve çevresinin Elma ırgatlığı da bizim sırtımızda.
Bunlar kabul etseniz de etmeseniz de bu ilin gerçekleri. Maalesef hem de acı gerçekleri. bu yollarda ölen insanlarımızın acısı ise hala yüreklerimizde kor gibi duruyor.
Eskiden Malatya’nın nohut ırgat lığı ve Yozgat’ın mercimek ırgatlığı da bizim sırtımızdaydı. Allaha şükürler olsun makineler sayesinde bu yükten kurtulduk.
Aslında en büyük beklentim işe alımlarda torpilin olmadığı bir Adıyaman dilemek. Maalesef içerisinde bulunduğumuz siyasi tablo9 bunu mümkün kılmıyor. Açık ve net bir büyük siyasi tanıdığınız, referansınız yok ise ağzınızla kuş tutsanız dahi şansınız hiç ama hiç yok. Bu memleketin kaderi bu böyle geldi, böylede gider. Hangi siyasi iktidar olursa olsun bu memlekette bu değişmeyecektir.
Biraz daha dar çerçeveden bakacak olursak;
Yollarının çukursuz ve bakımlı olduğu bir kent beklemek güzel olur. Malum mevsim kış yama yapılamıyor. Ne yapalım yaz aylarına ne kaldı ki. Çöplerin düzenli toplandığı, sokakları pırıl pırıl bir şehir beklemekte te güzel olur diye düşünüyorum. Beyaz masaya bildirdiğiniz sorunun aynı gün içerisinde çözüldüğü bir kente güzel olur herhâlde.
Kış mevsiminin başlaması ile şantiye alanına dönen ve rezilliğin diz boyu olduğu Altınşehirdeki köprülü kavşağın bitirilmesini umuyorum. Hatta aynı kavşağın şehrin en yoğun noktası olan Hükümet kavşağına da yapılmasını diliyorum. Saat kulesi kavşağı ile entegre edilerek güzel trafik yoğunluğu sıfıra indirilebilir demek de doğru bir dilek olur.
Şehir içi trafiğinin rahatlaması bu şehre değer katmıştır. Yapanları kutluyorum. Şu meşhur Suriyelilerin kullandığı kağıt ve atık toplama araçlarına bir çeki düzen verilmesini, onlara trafikte olduklarının ve kurallara uyulması gerektiğinin anlatılması gerektiğine inanıyorum.
Velhasıl beklenti çok yazacak ömürde yok zamanda. Hepsini bir kere de yazıp insanların psikolojisini bozmaya da hakkım yok.
Selametle kalın. Fazla da umut var olmayın.