Bazı insanlar vardır tabiri yerindeyse dünya yıkılsa, kıyamet kopsa umurlarında olmuyor, ben öyle miyim incecik düşüne düşüne inceldiğim yerden kopmak üzereyim adeta paranoya oldum, nasıl kaygısız ve tasasız insan olurum bileniniz var mı…

    Sorumsuzluk ve umursamazlık ne kadar da yakın bir birine değil mi, tüm olup bitenlere karşın dünyamız mucizevi bir şekilde yaşama göz açıyor, gece ve gündüz gibi, dört mevsimin oluşması ve hala nefes alabiliyor olmamız lütuf değil midir.

    Kimleri yada neleri umursuyoruz, yada kimler bizi umursuyor…

    Salla dertleri gitsin, hiçbir şeyi takma kafana, sabah işe geç git, amirin kızar mı kızarsa kızsın, işin mi hiç umursama elbet biter, komşun mu umursama, ailenden birisi mi elbet düzelir, borçmuş kimin umurunda, kimseleri sallama gerçekten böyle mi olmak lazım anlamadım gitti…

    Stresin bir çok hastalığa davetiye çıkarttığı da bir gerçek, mesela kalp daha fazla atar, kan şekerimiz yükselir, bütün kasların kasılır, vücudumuz kızarır, damarlarımızda kasılmalar meydana gelir, beynimize daha fazla kan gider, aşırı heyecan ve panik durumu yaşarız, stres sonucu bedensel ve ruhsal sorunlar oluşabilir!

    Bazen kendi kendime diyorum ki git köye yerleş giy şalvarı, tak kafaya sekiz köşeli şapkayı, al eline kazma küreği çiftçilik, seracılık, mantar yetiştiriciliği domates, biber, patlıcan yetiştir olmadı tavuk-keçi-koyun- süt sığırcılığı yap dertsiz başım ağrısız aşım ne dersiniz...