“İnsanlar zaman zaman kıyıcı, ama insanoğlu iyi yüreklidir. İnsanlar açgözlü olsalar da insanoğlu tok gözlüdür. İnsanlar ölümlü ama insanlık ölümsüzdür”. Adlai Stevenson

            Enerji politikasını ev sahipliğini yapan Türkiye, tüm dünyanın gözü kulağı bu toplantının üzerindeydi.  Birçok konuşmacının katıldığı ve çok sayıda başlıkların ele alındığı, müzakere edildiği toplantıda, Türkiye birçok konuda antlaşmalara imza attı. Her defasında dile getirdiği en önemli konuların başında yapılacak olan yatırımların insan yararına olmasına azami özen gösterdiği gibi göstermeye de devam ediyor. Sırf enerji ihtiyacını karşılamak için başka ülkelerin egemenliğine hükmetme ya da işgal etme düşüncesinin her daim karşısında oldu. Dünya coğrafyasına baktığımız zaman yalnızca Irak’taki rezervlerin ömrü yaklaşık olarak yüz yıl olarak tahmin edilmektedir. Bu rezervler dünyanın %28’ini karşılıyor. ABD’deki rezerv ise %4 ve yaklaşık olarak on yıl tahmin ediliyor. Bunlara baktığımız zaman dünyanın diğer ucundan gelip sözde demokrasi adına başlayan daha sonra kanlı bölge haline getirdiği her halinden bellidir. Bu bölgelerin neden bu kadar kan ve gözyaşı döküldüğü en açık kanıtıdır.  Türkiye’yi bunlardan ayıran en büyük özellik, başka ülkelerin zenginliklere müdahale etmeden, hatta bu konuda piyasa oluşturmak için yardımcı olması dikkate şayandır. Yüzyıllardır bu topraklarda beraber yaşayan ve aynı havayı teneffüs etmesine rağmen ve hatta  “Musul ve Kerkük” misak-ı milli sınırlarımız içinde olmasına karşın herhangi bir müdahale de bulunmamıştır. Bu demek değildir ki yapmadı veya yapamadı. Bu bölge yaşayan insanlar kadar Türkiye de burada söz sahibidir. Temel sebebi insanlığı gözeten ve insanların yaşayışlarına müdahale etmemesi bu açıklamalar için önemli bir dayanaktır.

Türkiye ile Rusya ne kadar yaklaşıyorsa muhalif olan devletler o kadar rahatsız oluyorlar. Çünkü Türkiye’nin gelişmesini ve büyümesini istemiyorlar. Her fırsatta Avrupa’nın yanında olduğunu dile getirmesine rağmen bir türlü Avrupa ve ABD’nin güvencesini kazanmamıştır. Bizden istedikleri en ufak bir talebi Türkiye bekletmeden ivedilikle yerine getirmeye çalışıyor, fakat diğer taraftan onlarla ilgili bir durum söz konusu olduğu zaman sağır ve dilsiz oluyorlar. Bunların ötesinde hemen yanı başımızda olan ülkelere karışma, oralarda terör gurubu oluşturma, hatta bunlara tam destek vererek yanlarında durması akla mantığa sığacak bir durum değildir. Hem müttefik olacaksın hem de illegal oluşumlara destek olacaksın. Bu kadar da samimiyetsizlik de olamaz. Bu şekilde bizi oyalanmaya ve kendilerine bağımlı hale getirmeye çalışıyorlar. Artık Türkiye eski Türkiye olmadığını hesaplayamıyorlar ya da hesaplamak istemiyorlar. Bu bölgede tek güç Türkiye’dir ve bunu dışında kurulan her plan askıda kalmaya mahkûmdur. Yürümek isteyenler yürür, yürümek istemeyenlerle de yürümez. Bunun için herhangi birisinin arkasında yürümeye gerek yoktur. Şimdi Rusya ile birçok stratejik antlaşmalar yapıldı, emin adımlarla da yoluna devam ediyor.

            Dikkat edilmesi gereken başka bir nokta ise Türkiye’nin ev sahipliğini yapmaya hazırlandığı zaman ne hazindir ki tüm terör örgütleri var gücüyle saldırmaya kalkışıyor. Bunun kasıtlı olduğu ve bu toplantıları engellemek için her yolu denediği apaçık ortadadır. Yapamadıkları huzursuzluk ortamını bu piyonlar üzerinde yapmaya çalışmaları üzücü ve o kadar da kalleşçe düşüncedir. Her yolu denemelerine rağmen Türkiye doğru bildiği yoldan bir milim sapma yapmadan yoluna devam etmektedir. Bu vesile ile vatan uğruna hayatlarını feda şehitlerimize Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabır niyaz etsin.

Vesselam…!!!