Su olmaz ise olmazımız, yaşam kaynağımız. Vücudumuzun % 70 ‘i su ile kaplıdır. Anlayacağınız su su su hava gibi, nefes gibi olmaz ise olmaz. Yaz mevsimi bölgemizde sıcak ve kurak geçer. Basit karasal iklim. Kış ayları yağışlı, yaz ayları ise kavurucu sıcak. Yaz aylarında yağmurun esamesinin bile okunamayacağı bir bölgede yaşıyoruz. Adıyaman ‘ın beslendiği başlıca su kaynakları; Gürlevik kaynağı, Kırkgöz kaynağı, Koru palanlı kaynağı, Havşeri su kaynağı, bunların yanında muhtelif kuyular. Bu saydığım kaynaklar yıllardır bu şehrin insanlarının susuzluğuna çare oldular. Şehrin büyümesi ile paralel olarak artan nüfus ile birlikte su kaynakları yetersiz kaldı. Sadece nüfus artışı değil, mevsimlerin kurak geçmesi de su kaynaklarının yetersi kalmasına büyük etkendir. Küresel ısınma dediğimiz olay ile yeryüzünün aşırı ısınması ile yağışlı mevsimler artık yaşanmaz hale geldi. Hesaba katmadığımız egzoz ve baca dumanları bile havanın ısınmasına, iklimlerde değişime neden olmaktadır. Bu saydığımız etkenlerin önüne geçmemiz mümkün değildir. Ama önüne geçebileceğimiz, tedbirini alabileceğimiz nedenlerde mevcuttur. Örneğin; içme suyu ile sulama sularını ayırmamız gerekmektedir. Hepimiz biliyoruz ki ilimize gelen içme suları güzergah boyunca çalınmaktadır. Evet çalınmaktadır. Yani hırsızlık yapılmaktadır. İçme suyumuz borular tahrip edilerek çalınmakta ve sulama suyu olarak vatandaşımız tarafından kullanılmaktadır. Bu sadece bir neden dir ve bunu hiçbir yetkili inkar edemez. Suyumuz çalınmaktadır. Başka neden ler ise bilinciz su tüketimimizdir. Örneğin; içme suyu ile araba yıkamak, halı yıkamak, bahçe, merdiven gibi yerleri yıkamak. Bunlar sayabileceğimiz başlıca nedenlerdir. Millet olarak tasarruf etmeyi bilmiyoruz. Parasını ödüyorum hesabı ile har vurup harman savuruyoruz. Bilinçsizce suyumuzu tüketiyoruz. Bu noktada yapmamız gerek tek şey tasarruftur. Yarın bir gün su kesintileri başlarsa belediye ye ve su işlerine saydırmadan önce şapkamızı önümüze koyup düşünmeliyiz. Neden tasarruflu su kullanmadık diye düşünmeliyiz. Çevre illere baktığımızda Malatya ve Gaziantep’in büyük ölçüde bizim su kaynaklarımıza göz dik diklerini görmekteyiz. Az önce okuduğum bir haberde Çat barajından Malatya ‘ya ya su verilmeye başlandığını okudum ve kahroldum. Kardeşim ben susuzluk çekerken sen nasıl da gelip benim suyumu alır götürürsün. Bu kadar mı sahipsiz bir memleketiz? Anlamadım gitti. Okuduğum başka bir haberde ise Besni bölgesinden Gaziantep’e su verilmesi için çalışmaların başladığı yönündeydi. Bu haberde maalesef doğru. Susuzluk çeken bir ilden başka illere su verilmesi kadar rezil bir durum olamaz. Bu kadar mı beceriksiz bir iliz ki kaynaklarımızı peşkeş çekiyoruz. Onlar siyasetçi ise sizler bal kabağı değilsiniz. Memlekete ve suyumuza sahip çıkın. Bu memlekete bir yudum su getiren su gibi AZİZ olsun. Bir kaşık suyunu çalanda rezil olsun. Göz yumanlara da hakkımı vatandaş olarak helal etmiyorum.