İnsanların çeşitli korkuları vardır.

Sanırım ne büyük korku, ölüm korkusu olsa gerek diye düşünüyorum.

Ancak birini öldürmekle bu en büyük korku yaşatılabilir.

Hele ölüm Suriye’deki gibi, Irak’ta ki gibi IŞİD’ın yaptığı şekilde olursa, çok daha kötü, vahşeti bir korku olabilir.

Öldürme olayı, birden fazla kişiyle özdeşleştiğinde, işte o zaman ölümün sıcak yüzü en kötü biçimde tezahür edebiliyor.

IŞİD’ın Ortadoğu Coğrafyasında uyguladığı sıcak ve soğuk vahşet, insanlık dışı öldürme biçimleriyle, korkuyla yapılmak istenenlerle, sahiplendikleri kin ve nefretle sonlarını hazırlıyorlar.

Kendilerine İslam adını yakıştırarak, aslında İslam’la yakından, uzaktan hiçbir alakası olmayan muhtelif toplum mensubu olan seri katillerden oluşan IŞİD safsatasıyla, “Ya Müslüman olursun, ya da ölürsün” gibisinden verdiği mesajlarla, güya İslam’ın sancaktarlığını yaptığını düşünüyorlar.

Değişik inanç ve din anlayışına sahip insanlardan müteşekkil olan IŞİD, zaman içerisinde bu öldürme paranoyasından vazgeçecekleri ve akabinde kendilerini de muhtemel sona kavuşturacaklar. Sözde İslam devleti kuracaklarını söyleyerek, kurtuluş ordusu hüviyetinde olduklarını söyleyen terörist IŞİD, eğer doğruysa o zaman neden Kâbe’yi yıkacaklarını söylüyorlar?

Neden,  Kur’an’ı yeniden düzenleyerek yazacaklarını söylüyorlar?

Neden, ihtiyaçlarını karşılamak üzere, binlerce kadına ihtiyaçları olduğunu söylüyorlar?

Neden, İslam devleti olan Türkiye’nin kendilerine biat etmelerini istiyorlar?

Neden, İslam ülkeleri askerlerini esir tutuyorlar?

Nedenler daha çoğaltılarak sıralanabilir. Yapılanlar Müslümanlara has sıfatlardan değildir.

Adında İslam kelimesi geçse de, esasında İslam’la hiçbir alakası yoktur.

Çünkü, Müslüman, Müslüman’a eziyet etmek, öldürmek bir yana, Müslüman olmayan hiçbir insana bile zulüm yapmaz, vahşice öldürmez.

Vahşi hayvanların bile ancak açlık içgüdüsüyle, ihtiyacı kadar hayvan öldürürken; IŞİD nasıl oluyor da zevkine insanları öldürüyor, başlarını koparıyor, olmadık işkenceler yapıyor?

Eğer söylenenler doğruysa, IŞİD’ın terörist bir örgüt olarak, Emperyalist güçlerin, ABD, AB ve İsrail gibi birçok devletten oluşan bir ölüm örgütü olduğu,  başındaki sakallı Müslüman geçinen liderinin de İsrail MOSSAD ajanı bir Ermeni olması, olayın vahametini ortaya koymaktadır. Kaynamakta olan kan kazanından vampirler gibi kan içmeye doymuyor, farklı inançlara mensup olanlara yaşam hakkı tanımıyor.

Ortadoğu üzerinde çeşitli emelleri olan ülkeler, kendilerine paravan bir örgüt kurarak, Emperyalist düşüncelerine hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bunu da IŞİD adı altında gölgeleyerek Ortadoğu’yu şekillendirmeye çalışarak, kan gölüne çeviriyorlar.

ABD ve diğer bazı ülkeler, hem kendini çıkardıkları örgütleri destekliyorlar her konuda, hem de kahramanlaşmak adına sonra bombalar yağdırıyorlar başlarına.

ABD siyaseti Ortadoğu’da ikiyüzlü ve yalancı, yanlı, kar paydalı bir tutum sergilemektedir. Çünkü Müslüman olan Filistin’e İsrail’in yıllardır uyguladığı vahşeti ve zulmü görmezden gelirken; Kuzey Irakta, Kürt, Arap, Ezidiler ve Türkmenlere zulmederek, ERBİL’e yaklaşmakta olan IŞİD güçlerini sözde bombalıyorlar. Bu pek inandırıcı gelmemektedir. Kendi direktifleri doğrultusunda hareket eden bir IŞİD’ı vuracağı, vurabileceği ne kadar inandırıcı olabilir ki?

Özellikle Irak’ta halkı korkutarak, sindirerek, birçok il ve ilçeyi hiç savaşmadan ele geçirerek, büyük bir güç haline gelmiş durumdadır. IŞİD’in koordineli bir güç olduğunu ABD de kabul etmektir. ABD bu kadar aciz mi ki IŞİD’i gözünde bu kadar büyütüyor ve sadece havadan sözde bombalamayla yetiniyor. Buna kuşlar bile güler kanısındayım. Amiyane bir tabirle, “hem nalına, hem mıhına vuruyor.”

IŞİD’in saldığı ölüm korkusundan dolayı vatanlarını, mallarını terk eden Irak’ta ki çeşitli inançlara mensup halklar, korku ve panik içerisinde çevre ülkelere sığınmaya çalışıyorlar. Kurtulabilenler şanslı, kurtulamayanlar da ya açlıktan ölüyorlar ya da IŞİD tarafından yok ediliyorlar. IŞİD karşıtı gruplara askeri teçhizat yardımız yapacaklarmış. Sen Irak ta yaşayan halkları korumadıktan sonra, teçhizat yardımı yapsan neye yarar, belki karşılığında da İŞID’e de silah vereceksin kim bilir! Her iki taftandan da hem nemalanacak, hem birbirlerini öldürmelerini oturup zevkle seyredeceksin Böylelikle Ortadoğu’da egemen güç olarak, her istediğini alacak ve her istediğini yaptıracaksın, sorgusuz ve sualsiz.

Kerim BAYDAK

[email protected]