Bu kahvenin hatırı 40 yıldan fazla
 
Damak zevkime güvendiğimden olmalı ki, daha çok lezzet yazarı yani gurme olmak istemişimdir ama Adıyaman’da bunu sürekli yapacağınız mekan sayısı çok fazla değil.
 
İlk kez farklı bir tatla karşılaşınca, “neden olmasın?” diyerek bir şeyler karalamak ve sizlere de bu lezzeti tanıtmak istedim.
 
Farklı bir mekân, farklı lezzetler ve güler yüzlü personeliyle bir cafeden çok daha fazlası. Diamond Cafe, bir kahvenin kırk yıl hatırının olduğu fikrini çürütüyor. Çünkü kahveyi bildiğiniz şekilde değil, çok daha farklı lezzetlerle buluşturarak yudumluyorsunuz.
 
Diamond Cafe, küçük bir mekâna sahip.
 
Hastane Caddesinde, İl Özel İdaresi’nin hemen karşısında dinlenebileceğiniz, dinlenirken farklı lezzetleri tadabileceğiniz bir mekân.
 
Ev yapımı çeşit çeşit pastalar, mis gibi çay ve iki farklı lezzette tadılan mis gibi kahve.
 
Dibek kahveye ek olarak Kervansaray Kahvesini yudumlayabiliyorsunuz ama her ikisi de Diamond Cafe’nin imzasını çağrıştıracak özelliğe sahip. Sırrını vermedikleri bir tarzda hazırlanıyor. Zaten kahveyi yudumladığınızda bu farkı hemen hissedebiliyorsunuz.
 
Diamond Cafe’nin işleticisi Elif Hanım, titizlikle hazırladığı farklı pastaları müşterilerine ikram ederken, “acaba beğenecekler mi?” diye de bir cevap bekliyor ve hep beğeniliyor.
 
Pastalar imalathanelerden gelmiyor, hepsi Elif hanımın maharetli ellerinin ürünü. İşini severek yapan Elif Özçelik, aynı zamanda öğretmen. Bir süre özel eğitim kurumunda öğretmenlik yapmış, kutsal bir meslek olduğuna inandığı öğretmenliği severek yaptığı halde, cafe özlemi ağır basmış.
 
Şimdi bir cafe işletmecisi ama sanki misafirlerini evinde ağırlıyor gibi.
Fonda çalan türkü ve şarkılarla rahatsız olmadan eşinizle, arkadaşlarınızla, dostlarınızla zaman geçirirken, farklı lezzetleri tadabiliyorsunuz. Üstelik kadınlar günleri için veya misafirleri için farklı lezzetteki pastaları sipariş de edebiliyorlar.
 
Peki kahve burada nasıl?
 
Kahve içmek, her şeyden önce bir kültürdür.
 
Yanında verilen bir bardak suyu önce içeceksiniz ki, kahvenin lezzeti uzun süre damağınızda kalsın.
 
Diamond Cafe’de, kahve sade olarak sunulmuyor. Koca bir tabak çikolata geliyor, her çeşidinden. Sohbet ederken, ağzınızda eriyip giden çikolatalarla birlikte kahvenizi yudumluyor, sunulan çerezle de oyalanıyorsunuz.
 
Ama kahveyi özellikle anlatmam gerek.
 
Sunulan şık fincanı ve burnunuza hemen ulaşan kokusuyla farklı bir lezzetle buluşacağınızı anlamaya başlıyorsunuz.
 
İlk yudumda, damağınızın aldığı tatla birlikte diğer yudumları da sindirerek alıyorsunuz. İşte o zaman anlıyorsunuz ki, bu kahvenin hatırı kırk yıldan fazla.
 
Bütün bunların hepsini düşündüğünüzde fahiş bir fiyat aklınıza gelmesin. Çünkü cafeden çıkarken, ödediğiniz ücret gözünüze gelmeyecek ve damağınızdaki lezzet de bir sonraki uğramanızı sıklaştıracak.
 
Benden tavsiyesi, bir daha gitmek için sabırsızlananlardanım…
 
Gazeteci-Yazar
 
Editör: Adıyaman Haber