“Liderlik güç kullanmak değildir, başkalarını güçlü kırmaktır.” WarrenBcnnis- BurtNanus

 

            Egemenliğin millete ait olduğu bir siyası yapıda “başkanlık” kavramını tartışmaktan çekinmek, kimseye bir yarar sağlamayacaktır. Siyasetçilerin temel görevi ülkenin ihtiyaç duyduğu kanunları enine boyuna kendi seçmenine anlatmasıdır. Daha gündeme gelmeden katı bir tutumla karşı durmak, öncelikle kendi seçmenine hakarettir. Muhalifler tarafından karşı durulan durum ülkenin yararına mı, yoksa sırf Cumhurbaşkanı tarafından ülke için gereksinim olduğunu belirttiği için mi karşı tavır sergileniyor. Bence burada kesinlikle olaya aklıselim bakılmamakta, şahsa ve partiye karşı yapılmış olan eylemdir. Mademki “başkanlık” tan bu kadar çekiniyorlar ve endişeleri varsa burada iş tamamıyla siyası yapıya sahip olan partilere düşmektedir. Her defasında sayın Cumhurbaşkanı tarafından dile getirilen sistemin halkın da istediği yönetim anlayışıdır, yani halk ile bütünleşmeye çalışmasıdır. Katılmayan varsa da düşünceleri veya korkularını verme fırsatı verip, değerlendirmesini istiyor. Karar verici merci olarak “millet” tir ve “millet” olacaktır.  Buradan çıkacak her sonuca saygı duyacağını belirtiyor. Buna rağmen hala başka düşüncelerin peşinde koşup, bu da yetmezmiş gibi diğer partileri zan altında bırakarak tavır sergilemesi kabul edilir durum değildir. Konuşulan konu devlet işleyişini daha da hızlandıran ve karar mekanizmasının takılmadan uygulamaya konulmasıdır. Demokratik ülkelerde her şeyin tartışıldığı durumda, biz ise hala olaylara şahsa indirerek yaklaşmaya çalışılması üzücü bir durumdur. Tüm ülkeyi ilgilendiren kanunların siyaset üstü yaklaşımla yaklaşılması gerekir.

            Sınır ötesi operasyonunda muhalif güçlerin tavırları kabul edilir durum değildir. Gayrı meşru yapıların yanında yer alarak, onlarla beraber hareket etmek, hem devlet olarak hem de demokrasi olarak büyük bir çelişki yaşamaktadır. Terörün hiçbir haklı müdafaası yoktur, olamaz. İŞİD ile savaşalım, YPG ile saf tutalım, PYD ile yürüyelim, DAEŞ ile stratejik yapılara destek olalım diye bir anlayış olmaz. Batı’nın sergilediği anlayış budur. Sayın Hillary’nın açıklamaları ortadır, açık bir şekilde terör örgütlerine destek olacaklarını belirtiyor. Diğer başkan ise Müslümanları ülkeden göndereceğim gibi zırvalarla seçime katılıyor. Sözde demokrasi, insan hakları, medeniyet, hak, hukuk vs. bu kavramları savunan ama bunların içini dolduracak herhangi bir girişimde bulunduklarını göremezsin. Ancak düşünce yapısıyla örtüşme olduğu zaman seslerini duyabilirsiniz. 

            Üçüncü bir darbe daha olacakmış gibi söylemlerle algı operasyonu yaparak insanları korkutarak geri çekilmesine ön ayak olmaya çalışıyorlar. Bu millet hiçbir zaman bu tür düşüncelere inanmadı, inanmayacaktır. Tarih tekerrürden ibarettir. Örneğini 15 temmuzda herkes gördü. Gelecekleri varsa görecekleri de vardır. Buradaki amaç insanların üzerin karamsar bir hava oluşturmaktı. Bunları dile getirenler darbeciler kadir haindir, savunucusudur.

            PKK pervasızca hareket etmeye devam ediyor. Nerde, nasıl saldıracağını şaşırmış durumda. Masum insanları öldürmekle hiçbir davaya yarar sağlamayacaktır. Her gün milyonlarca insanın bedduasını alan örgüt, en kısa zamanda belasına çarpılacaktır. Başka güçlerin taşeronluğunu yapan, âdete mankurtlaşmaya dönmüş bir topluluğun dışında başka bir şey değildir. Hiçbir Kürt’ün terör örgütünden ne bir beklentisi vardır ne de onların savunucusu olmuştur.

Vesselam…!!!