Her yıl olduğu gibi, bu yıl yine 29 Mayıs’ta İstanbul’un fethi çeşitli etkinliklerle kutlandı.

                Hendek savaşı öncesi hendek kazımı esnasında sert bir cisimden çıkan kıvılcımların manasını izah eden kâinatın yüce efendisi Hz. Muhammed (S.A.V), İstanbul’un fethini müjdelemişti:

“O’nu fetheden ne büyük kumandan, O’nu fethedenler ne büyük asker” sözleriyle fethi müjdelemiş, övmüş ve önemsemişti…

1453 yılına gelindiğinde, Sultan Fatih, hocası Ak Şemseddin’in hayır duaları eşliğinde, inançlı ve azimli askerleriyle birlikte günlerce gerçekleştirmiş oldukları muhasaranın neticesinde, 29 Mayıs Salı günü fethetmişti dünyanın başkentini.

Dualar eşliğinde şehre giren Fatih Sultan Muhammed ve beraberindekiler, ilk Cuma namazını Ayasofya’da eda etmişlerdi.

Cemaate imam olan ve iki kez tekbir aldığı halde ellerini bağlamayan, ancak üçüncüsünde bağlayan Fatih’e, “Neden bunu yaptınız” diye soruldu. 

Peygamber efendimizin övgüsüne mazhar olan O büyük insan, “Birinci tekbirde Kâbe’yi göremedim, ikincisinde göremedim, üçüncüsünde gözlerimin önüne gelince ancak ellerimi bağlayıp, namaz kıldırdım” diye cevap verdi. 

Rivayete göre; o sırada mabedin yönü kıbleye doğru olmadığı için Kâbe görülmemiş, Hızır Aleyhisselam, mabedin eşiğini tutup yönünü kıbleye doğru çevirmiş ve ondan sonra Fatih Kâbe’yi görebilmiştir.

Ayrıca Fatih, Ayasofya ile ilgili şöyle bir beyanda da bulunur:

“Ayasofya benim vakfiyemdir. Kim bu vakfiyeyi değiştirirse; Allah’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun. Azapları hafiflemesin, haşir gününde onların yüzlerine bakılmasın.”

Bu nükteli cümlelere rağmen o büyük insanın yadigârını ibadete kapattıranların akıbeti ne olur bilinmez…

Ancak bunca zamana rağmen fethin sembolü neden hala aslına uygun açılmıyor, kim ya da kimler açılmasına engel oluyor sorusu, toplumun dimağını kemirmektedir.    

Ayasofya’da namaz kılmadan fetih kutlamaları anlamlı olamaz… Ayasofya müzeyken, Ayasofya ezan sesine, namaza hasretken, İstanbul’un fethi kutlanamaz, kadük kalır.

                Ayasofya hangi devletin, milletin veya hangi inanç kesiminin keyfi için müze olarak tutulmaktadır?

                İstanbul’un fethi dolayısıyla yapılan kutlamaların, fethin sembolü olan Ayasofya’da namaz kılınmadan yapılması son derece üzücüdür.

Ayasofya’nın müze olması bağımsızlığa terstir. Bağımsız bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin zorlama kararlarla müze haline getirilen Ayasofya’yı daha fazla bekletmeden vakfiye de belirtildiği şekilde eski haline (camiye) çevirmek elzemdir.  

                İnanç özgürlüğü kapsamında; Sümela manastırında, Akdamar kilisesinde ibadet edilebilmesi için efor gösterenlerin, Ayasofya’ya gelince ses çıkarmıyor olmaları oldukça manidardır.

                Fikren ve zirken bağımsızlığı ilke edinmiş olan milletimiz, Ayasofya’nın müze olarak kullanılmasına razı değil ve ivedilikle ibadete açılmasını arzulamaktadır.

                Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…

 

 

                                                                                                                                             Bilal KARADAĞ

                                                                                                                       [email protected]