MUTLAK VARLIK, MUTLAK BİLGİ

Ahadiyet; Vücüdü Mutlak sınırsız Nur ve Kuvvet olan zorunlu Kadim Var, Varlık. Nurul Envar (Nurların Nuru, güç, güçlerin kaynağı ilk sebep.) (Müsebbibul Esbab-Nedenlerin nedeni). Buna İslam Filozofları Muhriki Evvel derler. Kenarı olmayan Nur, Kuvvet ve sınırsız bilgidir.

(ZAT-I MUTLAK.Huu) La Taayyun, daha mutlak varlığın belirmediği

hali-durumudur.

AKLIN ÇEŞİTLERİ

Aklın çeşitleri dörttür.

1-Aklı Kül: Bütüncül Akıl, Aklı Evvel-ilk akıl, İlmi Kül-Bütüncül İlim- İrfan. Ruhu Azam(İlk Ruh).

HAKİKATI MUHAMMEDİYE, TAAYYÜNU EVVEL.(İlk tecelli; örneği Güneştir.) Kadim Varın,Zatı Mutlakın ilk belirtisi, görüntüsü zuhuru. Batînin ilk belirmesi görüntüsü. Batinin-için-zahir olup şafak gibi belirmesi, Fecri evvel-(İlk Şafak)

2- Aklı Mead: Verayı- öteleri (fizik ötesini, soyut alemi düşünen akıl-iman. taşıyana mümin denir) bu aklı taşıyan ilk ruhtan çıkan ışıklar gibi (güneşin her tarafa uzanan ışıkları gibi) Mukaddes ruhlar, Mukaddes Melekler (Meleklerin bilgisi Allah’ın onlara öğrettiği kadardır. Seçenek ve şuurları yoktur) ve Cinlerden imanlı olanlar, Mukarrebunlar, sabikler (Ruhu Azama yakınlaşanlar, ileri geçenler-Nebiler Veliler,Melekler) Hepside Allah ve Ruhu Azamın evliyası dostlarıdır. Onlar gökyüzündeki yıldızlar gibidirler. O mertebenin örneği gökteki çok parlak olan büyük yıldızlardır.

3- Cüz-i Akıl: Parça Akıl (Işığın Çıngıları yada ışığın karanlık bir odaya girmesi değil de aydınlığın nisbeten yansıması gibi; yarı yada daha az aydınlığın yansıması Mağara aydınlığı gibi. Örneği küçük yıldızlardır.

Bu cüz-i akıl, normal insanın aklıdır.Maddi zahir fizik alemini bilir, öğrenebilir. Ahireti metafizik alemini bilemez, çözemez. Çok az öteleri, mana alemini ara sıra düşünür, fakat çözemez; cüz-i akıl, somut olanı çözer, çözebilir. Öğrenir, öğrenebilir, fakat soyut olanı; soyut alemi çözemez-bilemez. Bilemediği içinde her zaman şüphede kalır. Zan tahmin, hayal, vehim (Varsayımlar) içinde bocalar. Kesin bilgiye kavuşamaz. İçlerinden azı nurlu insanları (Peygamber veya Veli, yada bunlara benzerlerini gördüğü zaman onlardaki bu farkı fark eder, sever hayran olur, onlara ve onların fizik ötesi ile ilgili sözlerine bildirdiklerine inanır. Onları ve bildirdikleri Manevi soyut gerçekleri inkâr etmez.( Ruh, melek, cennet, nurani alem gibi) Bunlar normal müminlerdir. Fakat insanların çoğu inanmaz.

‘’İnsanların çoğu inanmaz’’  ayeti Sureyi Yusuf’ta  vardır.(Yusuf-103)

4- Aklı Maaş: Geçinme- Rızk elde etme aklı. Bu aklı taşıyanlara Feylezoflar, İnsanı- hayvan (hayvan-ı natık) der. Bu akla akıl demekte güçtür. Rızk elde etme yeteneği az çok hayvanlarda da vardır. Bir de bu aklı taşıyan bu akılla kendisini ve ailesini tehlikelerden korur. Bu yetenek az çok tüm hayvanlarda da vardır. Örneği hayvanlardır. Cismani alemin karanlık yönüdür.

Aklın en düşük bir mertebesidir. Bunlar için Allah “ La Yekullar, Akılsızlar, gafiller, Haktan-habersizler” buyurur.

NOT: Aklın Türkçe’si : Bütün lügatlarda anlamaktır. Anlamak yoluyla da bilmektir. Yani anlamak niteliğidir. Akıl, anlamak mastarından türeyen sıfat eylemdir.

Âkil: Anlayandır.

Makul: Anlaşılandır.

Kur’andaki La Yekul-Anlamazlar manasınadır. Deli anlamına değildir. Anlamazlar, anlayışsızlar, aptallar demektir.

Delinin anlamı Kur’an’a göre: Mecnun, mecnunlardır.