Bundan önceki yıllarda,genel kurmay başkanlığında, şehit aileleriyle ilgili törenler düzenlenirdi.Bu törenlere ,şehitlerin  eşleri ,anne ve babaları davet edilirdi.Onlar da, vatana bir evlat şehit vermenin üzüntüsü ve gururuyla ,şehitleri anmanın yapıldığı salona girmek için, genel kurmay karargahının , dış kapısına giderlerdi.Kim bilir, o şehit ailelerinden kaç tanesi, türban yüzünden,genelkurmayın dış kapısından, kovulmuştur.Bu yaşananları televizyon ekranlarından izlerken,gözlerimiz yaşarırdı.
           O zaman ,ben kendi kendime ,‘burası kesinlikle Türk genel kurmayı değildir.Ya Yunanistan ,ya Amerikan,yada Rus genel kurmayıdır’’, derdim.Türk genel kurmayı olması, mümkündeğil .Kadın,canından çok sevdiği oğlunu, bu vatanı korumak için şehit vermiş ,bir diğeri,bu vatanı korumak için, genç yaşında dul kalmış,kocasını şehit vermiş,bir küçük yavrucak,babasıyla en güzel çağlarını yaşayacağı zamanda,yetim kalmış,babasını vatana şehit vermiş.Siz, siz bu insanlardan daha ne istiyorsunuz da,vatan hainlerinin aileleri gibi, dış kapıdan geri çeviriyorsunuz.O insanlar, o kapıdan yüz bulamazlarsa,hangi kapıya gidecekler.

         Malesef, onlarca ,belki yüzlerce aile, o kapıdan geri çevrilmiştir .Tabi ki, o geri çevrilen ailelerin acıları, kat kat artmiştır.Dünya’nın hiçbir yerinde ,bir şehit eşi, veya ennesi bu şekilde aşağılanmaz.
         Ordumuzun tümü, aynı görüşte değildir tabi.Onların içinde,kim bilir  kaç general, bu manzarayı  görünce,kahrolmuştur ama ,sesini çıkaramamışdır. .

          Allah, şehitlerimizin tümüne rahmet eylesin.Mekanları cennet olsun.Ruhları şad olsun. Nur içinde yatsınlar.Geride kalan o, gözü yaşlı analara,babalara,genç yaşta dul kalan şehit eşlerine,o küçük yaşta yetim kalan,çocuklara,Allah sabrı celil ihsan  eylesin.
           Bu sabah izledim televizyonda.Genel kurmay da ,şehit ailelerine iftar yemeği veriliyordu.Şehit eşleri ve anneleri, türbanlarıyla gelmiş oturuyorlardı.Çocukar,genel kurmay başkanının etrafında koşturuyorlar,genel kurmay başkanımız sayın,Hulusi akar beyefendi de, o yetim çocuklarla, tek tek ilgileniyordu.Çok acı ,çok hüzünlü  bir manzara ama,yinede hiç olmazsa, orada bulunan şehit  aileleri, gereken saygıyı görüyorlardı.Eskiden olduğu gibi türban yüzünden  dışlanma, horlanma dış kapıdan kovulma olayları bitmişti Demin dedim  ya,o türbanlı analar,eşler ,kapıdan kovulurken,içi sızladığı  halde, sesini çıkaramayan, yüksek rütbeli kimbilir kaç askerimiz vardır  diye.Bu sabahki manzarayı görünce ,işte dedim ,Hulusi Akar’ da ,o manzaradan rahatsız olanlardan biri.Kimbilir,  o zamanki Türk ordusunda, daha nice komutanlar vardır.Çünkü ,ordu, bizim ordumuz.Erinden, genel kurmay başkanına kadar.Onların hiçbiri ,Yunanistan’dan, Amerika’dan,Rusya’dan getirilmedi.Hiç bir Türk evladı,yaşlı bir ninenin,genç bir ablanın türbanına müdahele edemez.Utanır.En azından,ellerim kırılsaydı da, bunu yapmasaydım der.

            Gerçi, Avrupa devletlerinde olsa, zaten karışan olmaz.Adamları hiç beğenmesek de, demokrasi anlayışları bizden 50 sene ilerde.Belki, daha fazla .50 sene sonra bizde, mülakatla sınav kazanmanın,adam kayırmanın ,rüşvetin ,torpilin ve yolsuzluğun kalkacağına kim garanti verebilir ki.Ben hiç zannetmiyorum. Hatta  beş adaydan ,hangisi kazanırsa kazansın, başkanlık sistemi gelince, dahada artacaktır.
Çünkü başkana aşırı yetkiler verilmiş.Hem de 5 yıllığına.Aşırı yetkiler insanları bozar.1877 yılında Lord Cton'in aynen şöyle demiştir''Güç bozar,mutlak güç mutlaka bozar''Bu sözü ,Lord Acton'in 1877 yılında söylemiştir.Yani 141 yıldır,bu söz   hep doğru çıkmıştır. .Belki bu seçimde  yanlış olduğu anlaşılır .Allah Allah .
                                                                                                         Recep ESMER