Hiç kimse vazgeçilmez değildir ve hiç kimse kendini vazgeçilmez sananlar kadar da, zavallı değildir. En çok vazgeçilenler, kendini vazgeçilmez sananlardır ve en çok vazgeçenler,kendini vazgeçemez sananlardan ibarettir.

Hiç birimiz vazgeçilmez değiliz ve hiç birimiz kimseyi vazgeçilmez ilan etmemeliyiz. Yeri dolmayan insanlar mutlaka vardır ve yeri doldurulamayan sevilenler.. Ama onlardan bile gün gelir vazgeçmek zorunda kalırız. Zamanla unutmasak da, yokluklarına öyle bir alışırız ki; biz bile kendimize şaşarız.

Ben vazgeçilmez değilim. En çok darbeyi de, belki benden vazgeçemeyeceklerine yeminler edenlerden yedim. Belki de en çok faydayı bana kendimi sıradan hissettirenlerden gördüm. Sevgiyi, sevmeyi bilmeyenlerden, nefreti ise deli gibi sevenlerden öğrendim. Vazgeçmeyi de öğrendim. Hem de en akılda kalır şekilde. En acısıydı belki de; benden asla vazgeçmeyeceklerin, vazgeçişlerinden bir pay çıkarttım kendime.

Artık özgürüm belki de; benden vazgeçenler kadar ve benim vazgeçtiklerim kadar. Vazgeçilmez olmadığım kadar, vazgeçmez de olmamayı öğrendim. Her vazgeçtiklerimin ardında, bir vazgeçen gizledim. Her gizimin ardında, gözyaşlarım kadar, tebessüm de gizledim.

Huzur vazgeçtiklerimizdedir belki, mutluluk belki de bizden vazgeçildiğinde geldi ve her iki durumda da, acı çektiğimiz kadar, umut da besledik belki.

Tüm vazgeçenler ve tüm kendini vazgeçilmez sananlara küçük bir mesaj verelim birlikte. Gökyüzüne bu kez vazgeçtiklerimize son kez veda için bakalım. Bizden vazgeçenleri aklımızdan usulca geçirelim. Hep birlikte yine gülümseyelim gökyüzüne. Kim bilir; belki de, birbirimize gülümsemişizdir yine..

Hoşça, dostça, mavinin huzur tonuyla kalın..

Emine ÖZEL SUMMAK