Bilgi, sonu gelmeyecek olan bir fetihtir. Cemil Meriç

25 eylülde IKBY’nin gerçekleştirdiği bağımsızlık referandumu sonrası, başta Irak merkezi hükümeti ve komşu ülkelerin büyük tepkisine yol açtı. Bu referandum bölgede de tansiyonu yükseltmesinin yanında yeni dengelerin oluşması da söz konusu oldu. Barzani başta Kerkük olmak üzere hakim olduğu yerleri Irak merkezi hükümetine devretmiş ya da el koymuş bulunuyor. Bu referandum Barzani’nin hem bölgede yetkinliğini kaybetmesi hem de güvenmiş olduğu güçlerin ihanetine uğramış oldu. Bu manada bölgede yaşayanların çok önemli çıkarımların çıkartması gerekir. Çünkü bu bölgenin kaderi orada yaşayanların elinde olması lazımdır. Hırslara ve hayallere kurban edilmemesi gerektiği bu referandumla sonuçlanmış oldu. Yaşanan durum bölgede keskin bıçak gibi ayrışmasına sebep oluşu yanında mezhep kavgaların belirlemesine de yol açmış vaziyette. Zaten bölgede devam eden savaş var; çoğu zamanda suni-şia grupların arasında yaşanan gerginliğe hepimiz şahidiz. Bu gruplar birbirine diş geçirmek için fırsat kolladığı da bir gerçektir. Zaten oluşturmak istenen durum da budur. Mezhep savaşları. Çünkü bu durumda kimin ne kadar askeri ve gücü olmuş olduğu da belirlenmiş durumda. Artık senaristlerin kimi destekleyeceği veya yanında olacağı da bir nevi belirlenmiş oluyor.

Gücü elinde bulundurmak için başta illegal yapılara bel bağlaması da o kadar üzücü olmuştur. Bölge tam manasıyla alt-üst olmuş durumda. Çünkü İran, Talabani, PKK-PYD gibi güçlerin boşluğu doldurmasına zemin hazırladı. Bunlar hem tansiyonu yükseltmesine hem de yeni yerler kazanma adına yeni hamleler yapacaktır. Bu oyunların ardı arkası kesileceğini tahmin etmiyorum. Irak işgali ve devamında körfez ülkelerinde başlayan yönetim değişikliği Avrupa’yı daha da heyecanlandırmıştır. Sonraki oyun Türkiye olmuştur. Her defasında farklı söylem ve stratejilerle Türkiye’yi sıkıştırmaları olmuşsa başaramadılar. Öncellikle şunu bilmekte fayda var: El pençe duran, her istediğini yaptıran, ültimatomlarla yapmaya çalıştıkları bir Türkiye yok, olmaycaktır. Hal böyle olunca baskıları daha da artırmaya ve çoğu zaman hukuksuzluğun baş gösterdiği durumlar da mevcuttur. Tüm dayatmalarına rağmen kararlı duruşundan ayrılmayan, insani ve ahlakı her davranışı sergileyemeye bir an bile vazgeçmemiştir. Bu manada mazlum ve mağdur olanların sesi olmaya da seferlik etmiş durumda. Hiçbir çıkar gözetmeksizin insanların yanında olan, dini ve kültürünü ayırmadan maddi ve manevi her türlü desteği vermiş, vermeye devam edecektir.

2019 seçim strateji olarak başlayan değişim ve dönüşüm partileri hareketlendirmiş durumda. Önümüzdeki seçim her anlamda büyük bir önem taşımaktadır. Çünkü yalnızca bir seçim olması dışında değişen sistemde harekete geçecektir. Bu yeni sistem durağan ve yerinde bekleyen değil; koşan, mücadele eden, halkın isteğini yerine getiren ve halkta karşılığı olanlarla devam etmek, hem parti için hem de ülke için bir kazanım olacaktır.

Vesselam!