İYİ Parti İl Başkanı Kenan Doğan, burada yaptığı konuşmasında, Perre Haber Ajansını ziyaret ederek günlük esnaf gezilerine yeni bir yol açtıklarını belirterek, "Bir kaç günde devamlı ilimizde faaliyet gösteren gazeteleri, haber ajanslarını ziyaret ederek onlarla olan ilgi ve alakamızın eksik olmadığını hissettirmek istiyoruz."dedi.

"Mutfaktaki yangınen üst düzeyde"

Doğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu bağlamda tabi esnafta özellikle en çok karşımıza çıkan mutfaktaki yangın bu konuda sıkıntısı en üst düzeyde, benim de dün özellikle gıda üzerine ziyaret ettiğim esnaflarda hep şunu dediler; 'bu güne kadar yaptığımız alışverişler yüzde 40'lara, 50'lere düştü, gün oluyor ki bir iki alışverişin dışında alışverişimiz olmuyor siftahsız kapattık' diyenlere de rastladım.

Gıda sektörü çok üst düzeylerde yüzde 70'lerde dediğimiz zaman şimdi biz resmi rakamlara mı inanacağız. Halkın bizzati kendi söylediklerine mi inanacağız? Tabi ki halkımızın söylediklerine inanıyoruz. Bu sebepledir ki memura yapılan zammın işçiye yapılan zamların gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Mutfaktaki yangını söndürmek içinde bu pandemi döneminde aldığı kredileri kullandıkları ve bundan sonra kullanacakları kredilerin hem faizsiz hem de pandemi sürecinin bitip geri dönüşüne kadar ödemesi olmayan bir takım krediler kanaatımızca esnafı rahatlatacaktır.Bu konuda da belki esnaf da bu kadar sıkıntıya düşerek çaresizlikten kurtulacağına olan inancıyla daha işine sarılacaktır."

" TUİK gibi bir kuruluşun verilerine nasıl inanalım"

Ziyaret ettikleri esnafların sıkıntının bir süre daha devam ettiğinde iş yerlerini kapatmak durumunda kalacaklarını söylediklerini aktaran Doğan,"Geçenlerde sayın Cumhurbaşkanımız şunu demişti; 'kapanan esnaf yok' bunu biz kendimiz bizzat izledik o zaman Adıyaman'da kapanan dükkanlar neyin nesi ?Bütün dükkanların üzerinde kiralıktır, devren satılıktır, tabelaları niye var? Burada şu anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanına bilgi veren o dar çevre doğru bilgilendirmeyi yapmıyor. Tıpkı TUİK'in verileri gibi bu gün devletin kuruluşu olmasına karşın vatandaşın çok büyük bir bölümü TUİK'in verilerine inanmıyor hatta sonuna şunu ekliyorlar, bir salgında sağlık bakanının hastalığa yakalananların ve ölenlerin sayısını doğru söylemiyorsa TUİK gibi bir kuruluşun verilerine nasıl inanalım? Böyle bir söylem ile karşı karşıya kalıyor. "dedi.

"Bugün çalışmazsa yarın aç olan kesim var"

Temennilerinin bir an önce salgından kurtulmak olduğuna dikkat çeken Doğan, şöyle devam etti:

"Kahvehaneler çaresiz, çay ocakları çaresiz, öğrenci taşıyan servisler çaresiz, minibüsçüler çaresiz, nereye gidersem orası çaresiz. Her şeyden önce hizmet sektöründe çalışan o garson arkadaşlarımız hizmet veren arkadaşlarımız çok kötü durumda. Günlük temizliğe giden kadınlar, Ulu Caminin önündeki yevmiyeciler bugün çalışmazsa yarın aç olan kesim var. onlar çok çaresiz.

Düşünebiliyor musunuz dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir durum yoktur. Nüfusumuzun yüzde 21'i açlık sınırında toplamda yüzde 65'lere dayanıyor bu böyle bir çaresizlik böyle bir geçim sıkıntısı yaşayan başka bir ülke yok. İşsizlik yüzde 12-13 inanın öyle değil, gizli işsizlerde birlikte bu rakam yüzde 25'lere dayanıyor ve bunların büyük bir bölümünü üniversite mezunları oluşturuyor. Sonuçta toplumda bir takım sorunlara sebep olur. Bununla ilgili mutlak surette kısa sürede devreye alması gerekiyor yoksa bunu çokta hayırlı görünmüyor bu ülke için. Yani bize yansıyan bir şey yok ama genel merkezinde bu bugüne kadar bu konuya ilişkin olumlu bir şey söylediğini hatırlamıyorum."

"Bugün aşikar olan parlementer olan demokratik sisteme güçlü bir sisteme dönüş"

"Bizim dünde söylediğimiz bu gün de söylediğimiz yarın da söyleyeceğimiz bir şey var" diyen Doğan, "Bu milletin bu devletin lehine olan bu parlemento da hükümetle beraberiz çünkü sonuç devletimizi milletimizi ilgilendiriyorsa en doğru karar ne ise onu vermeye biz beraber razıyız. Ama bunun bir başka boyutu da Adalet ve Kalkınma Partisi. Bir şeye karar vereceksek bugün aşikar olan parlementer olan demokratik sisteme güçlü bir sisteme dönüş. Tek adam diye adlandırılan yeni Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bu ülkeyi nereden nereye getirdiğini biliyoruz."dedi.

"Damadın nerede olduğunu bilen var mı?"

Doğan, 1 buçuk ay önce Merkez Bankası'nın bazılarına göre 123 bazılarına göre ise 130 milyar dolar paranın doları frenlemek ve baskılamak için kullanıldığı ama nasıl  kullanıldığı, kime kullanıldığı, kime satıldığı belli olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Bir Merkez Bankası ama parlementer demokratik sistem olsaydı mutlaka bu konu ile ilgili açıklama yapılırdı. Bu konu ile ilgili en küçük açıklama duydunuz mu?Siz basın mensubu olarak yok peki bu konuya sebep olan sıkıntıya sebep olan damat bey vedalaşırken sosyal medya üzerinden bir veda yaptı dedi ki 'At izi it izine karışmıştır, Allah yardımcımız olsun' hatırlıyor musunuz? Bu cümleyi hatırlıyoruz hepimiz. Peki bunun sebebi ve sonuçları ne? Bu konuda bir açıklama var mı? Yok sayın damadın nerede olduğunu bilen var mı? Yok böyle bir sistem dünyanın neresinde var ancak otoriter bir sistemde olur bu. Allah korusun. Biz demokrasinin belirli bir bölümünü yaşıyoruz ama bu konuyla ilişkin halkın çok büyük bir rahatsızlığı var. Ben inanıyorum ki AK Parti'nin seçmenin de çok büyük bir bölümü hatta yöneticilerinin de bu konuda rahatsız olduklarından eminim. Gelin görün ki bu konuda sesleri çıkmıyor çünkü oradaki milletvekillerinin tahini de üst irade ile belirleniyor. Bizim gibi il başkanları kalkıp bildikleri bir konuda inandıklarını söylemeye cesareti asla olmaz zaten bunu da yaşayıp görüyoruz.

En basitinden ilimizde bu kadar olaylar oluyor, bu kadar ahlaka sığmayan olaylardan bahsediyoruz yerel medyaya düşüyor. Siz bir il başkanının ilçe başkanının veya bir milletvekilin açıklama yaptığını gördünüz mü? Yapamazlar çünkü bu biraz sıkıntı olur, onlar için ama bizde böyle bir sıkıntı yok. Bizim sayın genel başkanımızın bir talimatı var. Bize, sadece bana değil bütün il ilçe başkanlarına bir gün talimat bizden gelirse, vicdanınla benim talimatım arasında kalırsan mutlaka vicdanının sesine uy diyen bir genel başkanın başkanlarıyız.

Biz o sebepledir ki bizimle mevcut iktidarın olaylar karşısındaki davranışları aynı değildir, yerel bazda ve yöneticiler bazında biz inandığımızı konuşuruz onlar mutlak surette bir süzgeçten geçirip konuşurlar. Ben inanıyorum AK Parti'ninde mutlak süreçte yöneticilerinin milletvekillerinin büyük bir bölümü parlementer demokratik sisteme geçmesinden yanadır onlar da bizim gibi inanıyorlar.

Zaten biz sahadayız 2018 seçimlerini hatırlarsanız erken seçim değildi onun adı baskın seçimdi. Biz yine böyle bir şey bekliyoruz işin doğrusu haziran mı olur kasım mı olur bilmiyoruz ama yok derseler de bu bize çok inandırıcı gelmiyor.Çünkü ekonominin gücü çok ağır, siyasetin yükü çok ağır. Dünya konjektörünün bu ülkeye çok ağır bunları bu hükümetin kaldıracağına ben inanmıyorum. Bu sadece benim görüşüm il başkanı olarak bize genel merkezimizin talimatı şudur; her gün, her an seçim olabilecek gibi sahadan çıkmayın. Genel başkanımızda bu konuda sahada bildiğiniz gibi fırsat buldukça çiftçinin esnafın yanına iniyor ve ülkenin gerçeklerini haykırıyor."

"TRT, Uygur Türk'ü kadının konuşmasını kesti"

Doğan, "Ne acıdır ki dün bilmiyorum izleme fırsatı buldunuz mu? Dış politika diyince aklıma o geldi, sayın genel başkanımız Uygur Türklerinden mağdur olan bir hanımefendiye kürsüyü bıraktı, hanımefendi yaşadıklarını anlattı, daha o yaşadıklarını anlatmaya başlar başlamaz bizim vergilerimizle ayakta duran TRT hemen yayını kesti. Hükümet yanlısı hükümete hep haber yapan kanalların hiçbiri yayınlamadı oysa orada 80 milyon Müslüman Türk insanının çilesi var.

Düşünebiliyor musunuz ? Bu kadar dış siyaset, ağır siyaset derken asıl kastettiklerimden birisi de budur. Kendi inancın, aynı soydaşlığın aynı çile çekiyorlar asimile ediliyorlar, sen bu konuda bir şey söyleyemiyorsun niye? Ekonominin sana verdiği ağırlığın altında ezilmemek için şimdiden aldığın aşıdır, ticaretine sıkıntı oluşmasın diye."dedi.

"Devlet hastanesi yıkıldı, 7 yıldır en küçük bir çalışma yok"

AK Partisinin hükümet olduğu 2002'den sonra ilk  5- 6 yıl içerisinde sağlıkta iyi bir atılım yaptıklarını belirten Doğan, "Bunu bütün toplum kabul ediyor ama son 7-8 yıldır bu tersine gitmeye başladı.İşte devlet hastanesi diye adlandırdığımız halk arasında 400 yataklı üniversitenin de orada olduğu hastanemizin ne halde olduğu hepiniz şahitsiniz. Bence bir randevu alabilmek için muayne olmak için gece yarılarından itibaren sıra almaya çalışıyoruz, böyle bir sıkıntı var. Oysa daha önce burada bize hizmet eden devlet hastanesi yıkıldı yerine hastane yapacağız dediler yaklaşık 7 yıldır en küçük bir çalışma yok."diye konuştu.

"Koçali Barajı'nın gövdesinin seviyesi düşürüldü mü?"

Eğer doğruysa Koçali Barajı bitti, bitiyor gibi bir cümle kullanıldığını ifade eden Doğan, "Zaman hodri meydan gidelim beraber siyasi parti il başkanlarını da alsınlar gidelim barajın oraya neresi bitmiş, neresi bitmemiş hep birlikte bakalım. Bir de önce şuna cevap versinler Koçali Barajı'nın gövdesinin seviyesi düşürüldü mü? Düşürülmedi mi? Adıyaman içme suyu orada takviye edilecekti ihtiyaç duyulduğunda o programdan çıkarılıp Koçali Barajı'na aktarılıp aktarılmadı mı? Bunlara mutlaka bir cevap vermeleri gerekir."dedi.

"Siyanürle altın aranıyor mu?"

"Asıl can alıcı nokta orada siyanürle altın aranıyor mu aranmıyor mu?"diye soran Doğan, "Hemen üst tarafında bir maden şirketi tarafından acaba siyanürle maden arandığı için Adıyaman içme suyuna ilişkin oradan değil de Gömükan Barajı'na aktarılma sebeplerinden biri bu olabilir mi? Adıyaman ihtiyacının Gömükan Barajıyla gövdenin seviyesi düşürülmesi muhtemel midir ?Gelsinler bu konuları konuşalım."ifadelerini kullandı.

"Milletvekillerine hodri meydan diyorum"

Doğan, Adıyaman ekonomisine ilişkin yaptığı konuşmasında ise, şunları kaydetti:

"Adıyaman'da AK Partisi'nin Adıyaman ekonomisine ve ya da Adıyaman'da istihdama arttırmaya yönelik bitirip planladıkları bir iş bana söylesinler, desinler ki; biz şu işi planladık bitirdik ve 5 bin kişi çalışıyor, 3 bin kişi çalışıyor. Bu konu da hazır olanları kapattılar sattılar en acısı da satılan yerlerin değerleri satıldığı gün pul parasıydı bunu da herkes biliyor ve çok acı başka bir gerçektir ki bu tür yerler kamuya ortak hizmet alanı olarak yapılması düzenlenmesi gerekirken bunların hepsi konuta çevrildi.

Gelsinler örnek verelim ve o konutlar nefes alınamaz bir hal yarattı. İşte Sümer Bankın içi bunların hepsi örneklerdir. Bana hiç kimse böyle gelmesin, eğer yaptık diyorlarsa buyursunlar gelsinler tartışalım. Yani okul yenilemek, hükümet konağını yenilemek, hastaneyi yenilemek bunlar bir ilin ancak sosyal kısmına dokunmalardır ama ekonomik yerinin geliştirilmesine dair hiçbir değer katmadılar bu Adıyaman'a.

Bakın sulamaya ilişkin barajlar 30 senedir bu ilde konuşulur, konuşulmuyorsa buyursun konuşalım. Bana sayın vekillere ben buradan hodri meydan diyorum, gelsinler bana desinler ki biz 18 yıllık iktidarımız boyunca yaklaşık zaten bir tanesi 14 yıllık vekil biz ekonomimize değer katacak, ilimize katma değer katacak şu projeyi düşündük, uyguladık, bitirdik ve halkın hizmetine sunduk. Şuan şu kadar insan istihdam ediyor ekonomimize şu katkıyı sundu desinler ben onlardan özür dilerim burada." 

Başkan İnan ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek başarılar diledi.

Kaynak : PHA
Haberin Videosu :
Kaynak: pha