Budist bir bayan turist, geçtiğimiz yıllarda Ramazan ayında Türkiye`ye gelir. Birkaç günlük gezi sırasında kimsenin gündüz bir şey yememesi dikkatini çeker.
Bir gün bir lokantaya girer, yemek ister, burada da bir ilginçlik vardır. Yemeğin verildiği yer dışarıdan görünmüyordur.
Bunun sebebini garsona sorar:
-Ramazan abla, Ramazan, der.
Turist bayan, bir şey anlamaz. Ertesi gün tanıştığı rehberini yemeğe çağırır. O da "Ramazan" deyip geçiştirir.
Merak eder ve sorar, “Nedir bu Ramazan?”
Rehberi; bu ayın Müslümanlar için kutsal bir ay olduğunu, bu ayda Müslümanların gündüz bir şey yemediğini içmediğini uzun uzadıya anlatır.
Neden aç kalıyorlar?
Niçin?
Nasıl?
Kabilinde sorular ardı arkasına gelir ve bayan otele gider.
Nasıl olur da sadece yaratıcı “yemeyin” diyor, kimse yemiyor, şeklinde düşüncelere dalar, hem bu tanrı Buda’ya hiç benzemiyor…
İslamiyet’i araştırır ve şu kanaate varır:
Sadece yaratıcı emrediyor diye yeme içme gibi temel ihtiyaçlardan vazgeçiliyorsa, bu fedakârlıklara katlanılıyorsa, “bu din batıl olamaz” diyerek, iman eder ve Müslüman olur!
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…
Bilal KARADAĞ