Az Gittim Uz Gittim.

Alışkanlıklar, iç ve dış etkilerle davranışların tekrarlanmasıdır. Kitap okuma alışkanlığı da bunlardan biridir. Çağdaş, yapıcı, yaratıcı ve özgür düşünceye sahip, üretken insan yetiştirmek istiyorsak, toplum olarak kitap okuma  alışkanlığı kazanmak zorundayız. Kitap okuma alışkanlığı, kişinin özgüvenini, zihinsel  gelişimini, ekonomik ve sosyal ilişkilerini, psikolojisini  ve ruhsal  yapısını, olumlu yönden etkiler. Muhakeme gücünü artırır, eleştirel düşünme yeteneği  kazandırır. Hızlı okuyan, hızlı anlayan, değişik bakış açıları getirerek, çabuk karar verme yeteneği kazanan bir öğrenci, hayata arkadaşlarından 3-1 önde başlar. Okumada, anlatımda, okuduğunu anlamada daha hızlı olduğu için, derse çalışırken de soru çözerken  de, arkadaşlarından  3-1 öndedir. Okuyan öğrenci, bir cümleyi 15 saniyede anlarken, okumayan öğrenci 45 saniyede anlar.Yani, her cümleyi  20 saniye önce anlar.Yani, okumayan öğrencinin 3 satte yapacağı soruları, okuyan öğrenci 1 saatte yapar. Saniyelerin söz konusu olduğu sınavlarda 2 saat, çok uzun bir süredir.Yapılan araştırmalar, okuma alışkanlığı kazanmak için en uygun zamanın, 8-13  yaş aralığı olduğunu göstermektedir. Aile, çocuğun davranışlarında rol model aldığı kişilerdir. Anne baba, neye önem verirlerse, çocuk onu yapmaya çalışır. Çok küçük yaşlarda, çocuğa renkli kitaplardan hikayeler okumak, boyama kitapları  verilerek çocuğun kitapla olan ilişkisini artırmak, çocuğun kitaba karşı olan ilgi ve sevgisini artırır. Çocuğa kitap okumayı  sevdirmek için, en başta bizim kitap okumamız gerekir. Evde biz çocuğun yanında kitap okursak, okulda da öğretmen okursa, çocuğun kitap okumayı sevmemesi mümkün değildir. Mutlu günlerini, yaş günlerini, başarı kazandığı zamanları, kitap hediye ederek ödüllendirirsek, çocuk kitap okumaktan zevk almaya başlar.

Öğretmenlerin, okumaya karşı ilgilerini saptamayla ilgili, Türkiye’de yapılan bir araştırmada, araştırmaya katılan 675 öğretmenden, yüzde15’inin, yılda 10 kitaptan fazla kitap okuduğu, kalan 660 öğretmenin  yüzde 10 nunun, 10 kitabın altında okuduğu, ve öğretmenlerin yaklaşık % 75’ine karşılık gelen 510’unun ise, hiç kitap okumadığı belirtilmektedir. Buradan hareketle, geleceğin okuyan neslini eğitmekle görevli olan öğretmenlerin de ,okuma alışkanlığına sahip olmadıkları sonucu çıkar. Hiç kitap okumayan öğretmenin de, çocuğa kitap sevdirmesi, okuma alışkanlığını kazandırması çok zordur. Çocuğumuza okuma alışkanlığı kazanmak için, öğretmenle işbirliği yapmak zorundayız. Ayrıca ,kütüphane ile tanıştırmak, orada bulunan kitaplardan,  seviyesine uygun olanları seçmesine yardımcı olmak ta, kitaba ilgisini artırır. 8-13 Yaş aralığındaki  çocuklara, seviye tesbit sınavları yaptırmak, yüzlerce sayfa kalınlığındaki, soru bankalarından  soruları çözdürmek, çocuğun okumaktan bıkmasına ve okuduğunu tam ve çabuk anlayamadığı için gerilemesine neden olur. Güzel bir tekerleme vardır; ’’Az gittim ,uz gittim,dere tepe düz gittim, altı ay bir güz gittim, bir de baktım ki, bir arpa boyu yol gitmişim ." 8-13 yaş aralığındaki çocuğa, sadece seviyelerine uygun kitapları okutmak yerine, bol bol test ve soru bankaları çözdürürsek, sonuç aynen böyle olur. Günlerce çalışır, bir arpa boyu yol alır.Tıpkı mehter takımı gibi. Hiç boş durmaz. iki ileri bir geri gider, aynı yerde sayar durur. 8-13 Yaş aralığı, çocuğun sadece  seviyesine uygun kitap okuyacağı dönemdir . 


     21 KASIM 2018 TÜRKİYE KİTAP OKUMA ANKETİ SONUÇLARI
            Kitap okuma oranı %1
           Sanat etkinliklerine katılım %1    
           Gazete okuma oranı %0,3
           Müze dolaşma oranı %0,1
           Tv izleme oranı %78
           Dizi izleme oranı %37
           Belgesel izleme oranı %1  
           Haber izleme oranı %32
           EVLİLİK PROĞRAMI İZLEME ORANI % 76E
           Kültür sanat haberlerine ilgi %0,01
           Siyasi haberlere ilgi %39
           Dini haberlere ilgi %78

KÜTÜPHANE SAYISI
Almanya’da 7 bin 500 kişiye 1 kütüphane düşerken 
Türkiye’de 68 bin 500 kişiye 1 halk kütüphanesi düşmektedir.
Türkiye’de 95 kişiye bir KAHVEHANE düşüyor.”
68 500  kişiye bir kütüphenenin düştüğü ülkemizde ,kütüpheneler  boş dururken,95 kişiye bir kahvehane düşmesine rağmen  kahvehaneler ,tıklım tıklım dolmaktadır .İlginç değil mi?

KÜTÜPHANELER HAFTASI DOLAYISIYLE HAZIRLANAN RAPORA GÖRE
           Bir Japon   yılda ortalama 25,kitap
           Bir İsviçreli yılda ortalama 10,kitap
           Bir Fransız yılda ortalama 7,kitap
           Bir Türk ise 10 yılda ancak 1 kitap okuyor.

Türkiye'de kitap alım ve okunmasının az oluşunun nedeni ,internet ve sosyal medyanın yanlış kullanılmasından  kaynaklanmaktadır... Okulda başarılı olmak istiyorsak ,hayatta başarılı olmak istiyorsak ,yaşamdan zevk almak istiyorsak,kitap okuma alışkanlığı kazanmalıyız 
                                                                                                                                      Recep ESMER