Hangi insan engelli olmak ister ki!

Bilinen ve algılanan şekliyle engellilik gerçekten zordur.

“Engelli” kavramı genelde fiziksel veya zihinsel anlamda mahrumiyeti ya da yetersizliği ifade için kullanılmaktadır. Şu kadar var ki bu anlam bakış açısına göre farklılık arz edebilmektedir. Manevi açıdan bakıldığında bu bağlamda yoksunluk da belki insan için en üzücü engellilik olarak değerlendirilebilir. Hak, hukuk tanımayan, vicdan ve gönlü kararmış, kirlenmiş, akli ve zihinsel melekeleri negatif/yaratılış gayesine aykırı düşüncelere mahkûm bir insanın hakikate erememesi engellilik değil midir? Buna karşın engellik kavramı gündeme geldiğinde hemen hepimizin aklına öncelikle fiziksel ya da zihinsel açıdan engelli insanlar gelmektedir. Şüphesiz bu algılamayı haklı çıkaracak türden gerekçelerimiz de yok değildir. Işığı, güneşi, tabiatı görememe, konuşulanları duyamama, konuşamama, akledememe, kavrayamama, hayatın hemen her safhasında bir başkasına bağımlı olarak yaşamaya mahkûm olma, kısaca bedensel veya zihinsel engellik elbette insan için sabrı gerektiren meşakkat dolu bir serüvendir. Ancak hemen ifade edelim ki, din, böyle konumdaki kimselere gerekli sabrı göstererek imtihanı kazanmaları durumunda önemli vaatlerde bulunmuştur. 

Ayser ÖZBAKIR