Keşke Tam Olsaydı
Ölüm döşeğine uzanmış Azrail ile haşir-neşir olan bir adam, “Keşke tam olsaydı, keşke uzun olsaydı, keşke yeni olsaydı” diye mırıldanır ve çok geçmeden ölüm meleğine emanetini teslim eder!
Vefat edenin dilinden söz konusu cümlelerin döküldüğüne şahit olan bir başkası, aradan bir zaman geçtikten sonra rüyasında, vefat eden kişiyi görür ve ölüm öncesi konuşmasını hatırlatarak, sebebini sorar.
Vefat eden zat; “Bir zamanlar çarşı-pazar dolaşıyorken, karşıma çıkan bir dilenci benden sadaka istemişti, yarım sadaka verdim…
Bir başka zaman yine çarşıda ama (gözleri görmeyen) birisine rastladım, elinden tutarak yolun karşı tarafına geçirdim…
Keza bir gün evdeyken kapım çalındı, açtığımda ise, karşımda soğuktan tir tir titreyen yabancı birisi, giysi istedi benden. İçeriye döndüm, eski bir giysimi getirip kendisine verdim.
Azrail emanetini almaya geldiğinde, yapmış olduğum söz konusu iyiliklere karşılık şahsıma cennette tahsis edilen mekân gösterildi.
Öylesine hayran kaldım ki, o güzel mekâna… Kendi kendime, ‘Keşke tam olsaydı, keşke uzun olsaydı, keşke yeni olsaydı’ diye mırıldandım.
Şayet keşkeler olmasaydı, inanıyorum ki cennette daha farklı ve harika mekânlar bahşedilirdi bana” şeklinde cevap verir.
Akıllı insan, ecel meleği kapısına dayanmadan, imtihan sürecini iyi değerlendiren ve hayatında keşkelere yer vermeyendir.
Sanırım “Arif’e tarif gerekmez.”
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…