“Bana hatalarımı gösterenden Allah razı olsun”. Hz. Ömer (r.a)

Toplumumuzun en büyük eksiklerinden biri de araştırmadan ve okumadan sosyal ağ üzerinde tartışılan konuyu olduğu gibi almak, katılmaktır. Bunun son örneği de Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Olayları Araştırma Komisyonu konu oldu. Olay öyle bir anlatıldı ki bu hükümet istismara açık davetiye bırakacak şekilde anlatılması gerçekten üzücü bir durum olmuştur. Türkiye, hem toplum olarak hem de yaşayış biçimi olarak buna kesinlikle müsaade etmez. Hangi vicdan sahibi küçük yaştaki çocuklara cinsel veya buna benzer menfi davranışları deruhte edebilir. Tabii bu tür hassas konuların Meclis tarafından apar topar geçilmesi haliyle bazı kesimleri rahatsız etmiştir. Açıkçası bu konunun rahatsızlık boyutu içerikten çok, bu olayı bir siyasi malzeme haline getirip, karşı tarafı zor durumda bırakma, sıkıştırma düşüncesi egemendi. Afaki düşüncelerle siyaset yapmak, kısır döngüden başka bir şey değildir. Meseleye olumlu yönde yaklaşmayan, adeta pirinç ayıklar gibi hata aramaya çalışan bir siyasi yapının mantalitesini anlamakta insan zorlanıyor. Velev ki böyle bir çalışma yapıldı, diğer siyasetçilere düşen görev, acaba biz burada ne gibi katkı sağlayabiliriz fikri ağır basmalıdır.

En yetkili merciler tarafında yapılan açıklama, var olan mağduriyeti gidermektir. Kanun gayet açık ve nettir. “Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın, 16 Kasım 2016’ya kadar işlenen cinsel istismar suçunda, mağdurla failin evlendirilmesi durumunda CMK’deki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasına geri bırakılmasına, hüküm verilmişse cezanın infazının ertelenmesine karar verilecek.” Var olan sorunları giderme adına yapılan bir adımdır. Diğer taraftan ise işi farklı bir boyuta taşımak için var olan tüm güçlerini seferber etti. Acaba her konuda bu kadar hassasiyet göstermiş olsalardı nasıl bir yapı olurdu? İnanıyorum ki hem kitlesine hem de topluma bir nebze olsa da faydalı olacağını düşünüyorum.

Teröre destek olan siyasetçilerin yakalanması bazı kesimleri haliyle yine rahatsız etmiştir. Bu konuda Batı’nın tavrı açık ve net olduğu biliniyor. Üzücü olan durum ise Türkiye’nin köklü bir geçmişe sahip bir partinin teröre destek verenlerin mağduriyetini gidermek için beraber hareket etmeleri âdete akıl tutulmasıdır. Mitinge katılan CHP`li iki milletvekili, Atatürk ile Öcalan’ın yan yana dalgalandırılan posterlerinin altında sırıtarak objektiflere poz veriyor. Bu anlayışa hâkim olan bir siyasi yapının, seçmenine karşı ne diyeceklerini merak etmiş durumdayım. Ülkeyi kaos ortamından kurtarmayı bir tarafa bırakıp, terörü destekleyen ve destekçi konumunda olan yapıya hizmet etmek, terörü daha da hırçınlaştırır, azgınlaştırır. Hem şehitler gelmesin diye siyaset yaptığınızı söyleyeceksiniz, hem de birkaç gün önce Derik Kaymakam’ını makamında şehit eden PKK’lılarla saf tutacaksınız. Böyle çelişkilerle dolu ve bir bütünlük arz etmeyen bir yapının sağlıklı düşünmesi de haliyle çok zordur. Bu millet yapılanları görüyor, bu anlayışa sahip düşüncenin sonucunda hüsran, bizatihi kendisi olacaktır. Sırf hükümet yapıyor diye saldırgan bir düşünceye sahip olmak kimseye bir şey kazandırmadığı gibi halk nezdinde de gerekli cevabı alacağından hiç şüphem yoktur.

 Türkiye’nin dört bir tarafı ateş çemberi iken, kalkıp başka amaçlara hizmet etmek tam bir talihsizliktir. Bu dönemde hep beraber hareket edip, tüm olumsuz unsurlara karşı birlikte hareket etmek mecburiyetindeyiz.

Vesselam!!!