Dünyaya gelmiş ve geçmiş insanların tümü hiç şüphe yok ki Eşref-i Mahlûkat (varlıkların en şereflisi) olarak yaratılmışlardır.

            Bunu nereden mi biliyoruz?

            Cenab-ı Allah, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bizlere; insanları, yaratılmışların en şereflisi olarak yarattığını açık bir şekilde bildiriyor.

            Zira her insan şerefli olarak yaratılmış olduğunun bilincine varamıyor olmalı ki; bazen ismine layık olmayan söylem ve eylemlerin odağında yer alarak, tabiri caiz ise her türlü mel’anete duçar olmayı yeğliyor!

            O nedenledir ki, bazen insanlıktan nasibini alamamış insan suretli mahlûkları gördükçe ve tanıdıkça, hayvanları daha çok sevesim geliyor!

            Bu anlamda denilebilir ki “Hayvanlar sevilmez mi?”

            Hayvanların tümü olmasa bile, elbette büyük bir kısmı sevgiye layıktır.  

            Yunus’un; “Yaratılanı sev yaratandan ötürü” mealindeki düşüncesini kendimize rehber edinmedikçe, sevgi denen olgudan asla nasiplenemeyiz.

            Lakin bazı sözde Eşref-i Mahlûkatların toplum tarafından makbul görülmeyen davranışları münasebetiyle, söz konusu insanlardan nefret etmemek elde değil!..

            Elbette iyi insanların ayağının türabı bile olamayız ve adam gibi adamların sayısı da azımsanmayacak kadar çoktur.

O bakımdan iyileri tenzih ediyoruz, bu böyle biline.

İnsanların yüzüne dost görünen kimi mahlûkların, fırsatını bulduğu an, en yakınına arkadan hançer sapladığına şahit oluyoruz!..  

Maalesef söz konusu olumsuzlukların gün geçtikçe toplumumuzda yaygınlaştığını gördükçe, hayvanları daha çok sevesim geliyor!

Hz. Mevlana’nın; “Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok, nice elbiseler gördüm, içinde insan yok” mealinden yola çıkarak, nice güzel görünümlü elbisenin içinde gizlenen yılan ve akrep kılıklı varlıkları gördükçe, hayvanları daha çok sevesim geliyor!

Aslını inkâra kalkışanları, yaratılış gayesinin farkında olmayanları, namus mefhumunu kavrayamayanları, hayatını her türlü gayri ahlaki ve gayri insani eylemin odağında şekillendiren sözde mahlûkları gördükçe, hayvanları daha çok sevesim geliyor!

Milli ve manevi değerlerini gözünü kırpmadan çiğneyenleri, ülkesini, milletini, dinini, diyanetini utanmadan hiçe sayan insan görünümlü züppeleri gördükçe, hayvanları daha çok sevesim geliyor!

Eline bir parça delikli demir alarak dağları mesken edinen, fırsatını bulduğu an dindaşlarını ve soydaşlarını katledenleri, kentlerde insanlık avına çıkarak masumların canına kıyan gözü dönmüş canileri gördükçe, hayvanları daha çok sevesim geliyor!

İnsanları topluca katlederek Kabil’e yandaş olduğunu ispatlayan, sanki hiçbir şey yapmamışçasına üstüne üstlük günde 5 vakit kıbleye yönelen katı yürekli katilleri gördükçe, hayvanları daha çok sevesim geliyor!

Cinsiyet değiştirenleri, geceleri sabahlara kadar barlarda lak lak çekenleri, pavyon ve diskoteklerde dansözlerin göbeğini seyre dalarak ömrünü heba edenleri gördükçe, hayvanları daha çok sevesim geliyor!

Hâsılı; insanlıktan nasibini almayan insan cüsseli mahlûkların tümünü gördüğümde, hayvanları daha çok sevesim geliyor!