“Şüphe duymayan hakikati bulamaz.” İmam EI Gazali

                Bu konuda birçok düşünceye kaynak olan Gazali’nin şüphecilik üzerindeki düşünceleri kayda değer görüldüğü için bize de rehberlik etmiş durumdadır.Yaşadığı dönemden günümüze kadar en çok okunan ve en çok etkileyen İslam düşünürlerin başında Gazali gelir.  Fikirlerin anlaşılması konusunda çok zor olduğu gibi kimi zamanda yeni bir çığır açan düşünür olarak da bilinir. Gazali; kelam, fıkıh tasavvuf gibi dini ilimlerin yanı sıra felsefe, mantık ve diğer alanlarda da ilmi eser vermiştir. İslam dünyasında şüpheciler genellikle kanıtların eşitliğini savunurlar. Bu yönüyle hem akıl hem de duygularla hiçbir şeyin kesin olarak ulaşılmadığını tezini savunur. Fakat bilgiye ulaşmak için şüpheye düşen ve imana ulaşan İslam âlimlerin başında Gazali gelir. En büyük özelliği bilme özelliği şüphe etme olarak ifade edebileceğimiz bir metottur. Her zaman gerçeği kavrama arzusu ve yaradılışındaki özelliğinden dolayı sormaya başlamış ve kesin bilgiye ulaşmaya çalışmıştır.

            Ona göre insanın kendine çizdiği yolu akli faaliyetlerle kendilerini bulması gerektiğini savunur. Onun için, şüphe etmeyen düşünemez, düşünemeyen gerçeği göremez, gerçeği göremeyende kör ve çıkmaza saplanıp durur. Her zaman taklidi ret eden, gerçek bilgiye ulaşmayı arzu etmiş, peşine düşmüştür. Bilgiye ulaşmak için kendimize yakın olan bilgiye odaklanmamız ve buradan başlanılması gerektiğini söyler. İlk önce somuttan başlayıp soyuta doğru yol almaktır. Aklı ön planda tutan, ama duygulara da yer veren bir anlayışın olduğunu görmezden gelinemezdi. Bu duyuların içerisinde yer alan gözün bile kesin bir yapıya ulaşacağını şüpheyle yaklaşmıştır. Zaman zaman hareketsiz olan cismin aslında döndüğünü, çok uzaklarda küçük görünen nesnenin aslında büyük olduğu gerçeğini değiştiremez. Bunun için hem nesnelerin yapısı, mesafesi ve hem de duyu organların sağlamlığına işaret eder.

Olaya başka bir açıdan bakmaya çalışmış ve aklı tecrübe etmiştir. Bir şeyin olup hem de olmadığını izahata çalışmıştır. Onun için duyusal bilgilerin yanı sıra akli bilgilerinde kesinliğinden şüphe etmiştir. Bazı konulara ilahi bir yaklaşımla akli bilgilerin sağlamlığına inanmıştır. Kimi bilgilerin duyusal kimi bilgilerin akli ve kimi bilgilerin de ilahi bir yaklaşımla ele almıştır. Nasıl ki duyuları aşan akıl varsa, aklı aşanda zevk, ilham, keşif, kalbi bilgilerin kaynağını dini tecrübe ile bizzat yaşayarak anlar. Sonunda imanda karar kılar. Gazali’yi imana götüren yollar olarak sebepler, deliller ve tecrübeleri sayar. Kâinattaki düzen ve ahenk gibi bürhanları, insanı yüce bir yaratıcının varlığını kabule götürmüştür.  

Gazalinin düşünsel yöntemi, hem döneminde hem de kendi döneminde sonraki birçok insana rehber olmuştur. Gelişi güzel bilgilerin almaktan ziyade, bilgilerin belli süzgeçlerden geçirerek yeniden yapılandırmasını arzulamıştır. Bazı gerçeklerin doğruluğuna ulaşmak için şüphe ile başlamak, bunların doğruluğunu ispat etmek için duyular, akıl ve içsel yaklaşımlarla konuyu etraflı şekilde irdelemektir. Taklide karşı olan Gazali, her zaman gelenek ve göreneklerin yaşayışından damıtılmış yapının öznelliğine işaret etmiştir. Ancak bu şekilde yapılacak olan çalışmalar gerçeğe ve insanlığa fayda sağlayacak bir yapının olduğunu kanaat getirmiştir. 

Vesselam!!!