Birlik ve beraberlikte kuvvet, ayrılıkta, sıkıntı ve felaket vardır.

II. Abdülhamid

                                                                    

Yapılan çalışmalar gösteriyor ki, Ortadoğu’da uzun süre durmayacak savaş bölgesine doğru yeni adımların atıldığı Katar’a, yapılan hukuksuz tutumu göstergelerinden biridir. Âdeta keyfi davranışlarla hareket eden ve özellikle de başı çeken ABD, ölüm ve gözyaşına davet çıkartmaya devam ediyor. Dünya da bu yapılan zulme göz yumduğu gibi yeni yaptırımlara sağırsızları ve dilsizleri oynuyor. Bölgede halen devam etmekte olan Suriye ve öncesi olan Irak’ta ne kadar masum insanın yersiz-yurtsuz kaldığı yetmezmiş gibi ölenlerin sayıların hesabı da tutulmamaktadır. Çünkü bu ölen insanlar kendi düşüncelerine hizmet etmediği için kıymet-i harbiyesi de olmadı, olmayacak. Küresel ölçekte güçlülerin amansız verdiği enerji mücadelesi de bitmeyecektir. Bu yolda yapılan her yolu mubah sayen zihniyetin yapacağı en iyi şey kan dökmektir, kısmen de başarılı olmuş ve oluyorlar. Bu topraklarda bin yılın kadim geleneğin bir parçası olup da kendine bıçak saplayacak kadar tarihinden bihaber olan millet ve milletler oldukça coğrafyamızın huzura kavuşması da hayal olacaktır.     

Yeni Başkan Trump, başa geçmesiyle beraber ilk icraatı olan İran’ı bahane ederek bir nevi rotayı belirlemiş oldu. Haritaya bakıldığında bir gruplaşma ve ayrılıkların olduğu bilinmektedir. Bu strateji üzerine kuran güya hukuk savunucusu ABD, adım adım kartlarını kullanarak her gün biraz daha hedefine ulaşmaktadır. Mesnetsiz ve adaletsiz tavırlarla insanlığa darbe vurulmaktadır. Katar’ı, İran’a karşı desteklemekle suçlayan ABD, destekçileriyle yani Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır, BAE ve Kuvvet’i de yanı alarak Katar’a ambargo uygulamaya koyarak bölgeyi tefrikaya düşürmeye fitilini ateşleşmiştir. Çelişkilerle dolu olan Batı, önceliği Katar’ın sahip olduğu basın alanından başlayarak ekonomik darboğaza yönlendirmeye sevk etmiştir. Aynı zamanda kurum, kuruluş ve kişileri gündeme alarak haklılığını ispat etmeye çalışması da kabl edilemez. Terörü desteklediği iddia edenler, aslında en büyük terör kurucuları ve destekçileri olduğu unutulmamalıdır. Mısır’in darbe ile nasıl başa geldiğini bugün en bilen bizatihi ABD’dir. Darbelerin arkasında bulundukları her haliyle ortada olduğu açıktır, nettir.

Katar krizin arkasında yatan asıl mesele İran ve Türkiye’dir. Çünkü Katar-Türkiye ilişkilerin iyi olmasını hazmedemeyenler bahaneyi başka kanallara çekerek yeni yatırımları zemin hazırlamaktır. Daha önce elde ettiği kazanımların kolay olmadığını bilen kan emiciler, yolu bölgeyi ayrıştırarak emellerine ulaşmayı hedeflemektedir. Burada önemli noktaların başında Türkiye’nin bölgede etkisiz ve sessiz kalmayacağını herkesin bilmesinde yarar vardır. Bunları yaparken hak, hukuk ve adaletten bir an vazgeçmeyecek ve bölgede olduğunu hissettirecektir. Türkiye’nin amacı gittiği her yere kan ve gözyaşı götürmek değil, aksine barış, huzur ve insanlık elini uzatmaya çalışmaktır.  Aynı kültürün bir parçası olan Ortadoğu bir an önce Batı’nın emellerine hizmet etmekten vazgeçmeli; bir ve birlikte olmaya özen göstermelidir.

Vesselam!