15 Aralık'ta Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olan ve İçişleri Bakanlığı tarafından terörden arananlar listesi'nde mavi kategoride bulunan ve başına 1 milyon 500 bin lira ödül konulan ve 19 Aralık'ta nöbetçi sulh ceza hakimliğince adli kontrol şartıyla serbest bırakılan ve daha sonra 31 Aralık 2018'te Cumhuriyet savcılığının itirazı üzerine tutuklanan DEAŞ'lı terörist Ayşenur İnci, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Medreseye eğitimi almak içinden evden kaçtığını belirten mektup bıraktığını aktaran İnc, mektubunda,"Canım anneciğim babacığım ve ağabeyciğim, ben ilim eğitimi almak için medreseye gidiyorum. Beni merak etmeyin. Evde böyle bir imkanım yok. Bu yüzden bana kızıp da esip gürlemeyin. Dışarı çıkmama bile izin vermiyordunuz. Evdeki kitaplarla ve nefsi zorlayan bir şekilde bir şey öğrenmeme imkan yok. Sizinle defalarca ilmi sohbet etmek istedim ancak buna yanaşmadınız. Size ben medreseye gideceğim deseydim izin vermeyecektiniz. Gidiyorum ama inşallah hafızlığı tadınca geleceğim. Hakkınızı helal edin. Bir süre telefonum kapalı ve açmayacağım."ifade etti. Başına 1 milyon 500 bin lira ödül konulan ve 15 Aralık'ta Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olan ve İl Emniyet Müdürlüğü'nde yapılan işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen Ayşegül İnci, etkin pişmanlık hükümleri kapsamında yararlanarak 38 kişinin kimliklerini teşhis etmesinin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Cumhuriyet savcılığının itirazı üzerine tutuklanan DEAŞ'lı İnci'nin ikinci kez ifade vermek istedi. DEAŞ'lı terörist Ayşegül İnci'nin sevgilisi Ersel Ocak kendisini ikna ettiği ve 30 Ekim 2014'te, Demokrasi Parkı'nda buluşup Gaziantep ve oradan Suriye'ye geçtiklerini belirtti. DEAŞ'lı terörist Ayşegül İnci İddianamede, şu ifadeler yer aldı: "Ersel ile 30 Ekim 2014'te, Demokrasi Parkı'nda buluşup Gaziantep'e doğru yola çıktık. Gaziantep'te otogarda beklediğimiz sırada Ersel'in yanına O.Y. ile Adıyaman'dan tanıdığım A.P. geldi. Hep birlikte otogara yakın bir evde bir gece konakladık. Gece saatlerinde hiç karşılaşmadığım, sarı saçlı, sakalsız, beyaz tenli bir şahıs, plakasını bilmediğim bir araçla gelip telaşlı bir şekilde bizi araca bindirdi ve Suriye'ye doğru yola çıktık. Yolda gittiğimiz esnada aracı kullanan şahıs birini arayarak 'Abi cevizleri aldım. Cevizlerin içi doluymuş' şeklinde konuştu ve telefonu kapattı. Suriye sınırına geldiğimizde minibüse geçtik. Bir süre örgüt içerisinde kaldıktan sonra kaçakçılarla anlaşarak kaçmaya çalıştım ancak bu kişiler beni kandırarak terör örgütü YPG/PKK'ya teslim etti. Terör örgütünün bir süre elinde esir kaldım. Terör örgütünün elinde bir süre esir kaldıktan sonra ailemin yardımıyla Türkiye sınırına gelip güvenlik güçlerine teslim oldum."dedi. -"İNCİ DEAŞ'IN 'CEVİZ' ŞİFRESİNİ ANLATTI" Yasadışı yollarla Suriye'ye geçtiklerini ve burada silahlı kişilerce karşılandıklarını belirten İnci," yasadışı yollarla Suriye'ye geçtik. Burada bizi silahlı kişiler karşıladı. Tel Abyad yakınlarında DEAŞ işgalindeki bölgeye geldik ve Ersel ile bir evde kaldık.Ersel'in 'Adnani' kod ismini kullanmaya başladı. 'Ersel' kendisine kod adının, eş ve çocuk sayısının yazılı olan bir kart verildi. Bu kartla DEAŞ'ın aylık bağlandı ve hastane işlerinde bu kartı kullanıyorduk. Türkiye'ye dönmek istiyordum ama izin verilmedi. Daha sonra Bab bölgesine geçtik. Ersel Ocak, nöbet tuttuğu sırada insansız hava aracın saldırısına uğradık ve sol tarafımdan felç oldum hafıza kaybı yaşadım"dedi. 2016'nın Eylül ayında doğum yaptığını ve kız çocuğu dünyaya getirdiğini belirten İnci,"Daha sonra Ersel ile eve çıktık. 2017 yılının Nisan ayında bulunduğumuz bölgenin tehlikeli hale gelmesiyle Deyrizzor bölgesine geçtik. Bu eve geçtikten sonra Türkiye'ye geçmek için kaçakçı araştırmaya başladık." İnci, Kaçmak için ilk girişimi başarısız olduğunu ve ikinci girişimde ise YPG/PKK'ya esir düştüğünü daha sonra başka bir kaçakçı aracılığıyla sınıra geldiğini ve güvenlik güçlerine teslim olduğunu belirtti. Kaynak : PHA