Dünyada her yıl 17 milyon kişi kansere yakalanıyor. Türkiye’de ise bu sayının yaklaşık 160 bin civarında olduğu biliniyor. Günümüzün yaşam ve beslenme şekilleri nedeniyle bu rakamların her yıl daha da artacağı tahmin ediliyor. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Çiftçi, vücutta görülen kanserlerin yüzde 20’sinin yemek borusu, mide, safra kesesi ile safra yolu, karaciğer, pankreas, ince bağırsak, kalın bağırsak ve anüsü kapsayan sindirim sistemi kanserlerinden oluştuğunu; bunların arasında en sık kalın bağırsak (kolon) kanserine rastlandığını dile getirdi. Sindirim sistemi kanserlerinin belirtilerini sıralayan Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Çiftçi, “Kusma veya kanlı kusma, kabızlık, sarılık, karnın ortasında ya da üst kısmında rahatsızlık hissi, kilo kaybı, yemek sonrası mide ağrısı veya şişkinlik hissi, gaitanın siyah renk gelmesi, çabuk yorulma ve güçsüzlük, dışkıda kan, belirgin bir sebep olmaksızın dışkılama alışkanlığındaki değişmeler, gevşek dışkılama, alt bölge karın ağrıları belirtisi olabilir.” diye konuştu. Sinsi ilerleyen bu hastalıklar için korunmanın ve erken tanının önemine değinen Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Çiftçi, “Herhangi bir sindirim sistemi alışkanlığının değişmesi durumunda bir hekime başvurmak ve sonrasında gerekli görüldüğünde mide ve barsağın endoskopik kamera ile görüntülenmesi önemli.” ifadelerini kullandı. -"40’LI YAŞLARA DİKKAT!" Son bilimsel ve teknolojik gelişmelerin altında birçok ileri dönem kanser olgularının onkolojik tedavi prensipleriyle tedavi edildiğini ifade eden Doç. Dr. Fatih Çiftçi, “Tedavide cerrahi seçenekler söz konusu olabildiği gibi, cerrahi, tıbbi onkoloji ve radyasyon onkolojisi branşları ile birlikte hareket edilmekte. Güncel tedaviler arasında cerrahi tedaviye ek olarak hormon tedavisi, bağışıklık sistemini güçlendirici tedaviler, akıllı ilaç tedavileri yer almaktadır.” dedi. Sindirim sistemi kanserleri arasında kalın barsak kanserinin tüm kanser türlerinin yüzde 8’ini oluşturduğunu belirten Doç. Dr. Çiftçi, "Erkeklerde akciğer ve prostat kanserinden sonra bu kanser türü 3’üncü sırada, kadınlarda ise meme kanserinden sonra 2’nci sırada yer alıyor. Lif ve posa oranı düşük gıda ile beslenenlerde, şişmanlarda, aşırı yağlı ve yanmış gıda tüketenler risk altındadırlar. Riskli yaşlar 40’lı yaştan sonrasında artarak görülür." şeklinde açıklamada bulundu. Erken tanının, dışkıda gizli kan testinin ve düzenli kontrolün çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Çiftçi, insanların 5 veya 10 yıl aralıklarla dışkıda gizli kan testiyle kanser olmadan erken teşhis edilmesinin mümkün olduğunu ifade etti. Kaynak : PHA