Nasrettin Hoca bir gün tarlasında çalışırken yanına tanımadığı biri yaklaşır:

“Efendi amca, falanca köye kaç saatte gidebilirim?" der.

Hoca cevap vermez.

Hâlbuki üç kez seslenmiştir yabancı. “Herhalde sağır” diye düşünüp yoluna devam eder.

Epey uzaklaştıktan sonra, Hoca arkasından “Evlat gel!” diye bağırır.

Merakla geri dönen gence “Bu yürüyüşle sen üç saatte ancak gidersin” der.

Adam sinirlenip: “Be adam biliyordun da demin neden söylemedin?” diyerek çıkışır.

”Evet” diyerek cevap verir Hoca, “Yolu biliyorum, ama senin nasıl yürüdüğünü görmeden nasıl cevap verebilirim ki?”

Buradan hareketle, "Adıyaman ne zaman düze çıkacak?" diye bir soru aklınıza gelirse, bu anlamda yapılan çalışmaların temposuna, gidişatına bakarak cevaplayabilirsiniz…

Uzun zamandır kafaları meşgul eden sorular ve geleceğe dair müphem konular var. Birçok konuda muhatap bulamamanın, sorunları iletmek ve çözüm istemek için nereye başvurulması gerektiğinin bilinmezliği toplumdaki keşmekeşliğe sebep olmaktadır.

Her kafadan bir ses çıkınca hiçbir kafanın sesi anlaşılmıyor dolayısıyla bir gürültü ve bilgi kirliliğinin önü alınamıyor.

Bugün itibariyle hâlâ bir valinin atanmaması, kargaşanın, çok sesliliğin ve koordinasyon eksikliğinin nedeni olarak görülmektedir.

Aslına burada istenen sadece bir vali atanması değil; kastedilen ya da beklenilen, bir orkestra şefi, bir teknik direktör, bir kaptan özelliğinde, süreci ve çalışmaları kontrol altına alacak ve gemiyi limana salimen ulaştıracak bir yöneticidir (idareci değil).

Çözülüyor gibi görünen bazı şeylerin aslında çözülmediğini, çözülür gibi göründüğü, sıkıntının artarak devam ettiği daha yakınına gidince anlaşılıyor.

Bazı meslek odaları temsilcileri ile görüştüğümüzde ya görüşlerine başvurulmadığı ya da görüşlerinin dikkate alınmadığı gibi sitemlerini ifade ettiler. Bu şehir birlikte inşa ve ihya edilecekse bu gibi sitemlere kulak verilmesi gerekiyor.

İstenen ve beklenen şey çok net.

Büyük bir felaketi yaşamış olan bu şehir, aylardır karşı karşıya bulunduğu dağınık, belirsiz ve savrulmuş bir hayatın bir an önce bitmesini istiyor. Ve de mevcut ortamdan nemalanan fırsatçılar, hainler ve zalimlerin bertaraf edilmesini bekliyor

Baştaki fıkraya dönecek olursak.

Memleketin ne zaman düze çıkacağı, gidişat ile doğrudan alakalıdır diyebiliriz.

Unutmayalım, tosbağa hızıyla yarışı kazanmak sadece hikayelerde olur…