Lise yıllarında bir hocamın “Allah’tan umut kesmek küfürdür ama kuldan umut kesilir evlat” dediğini hatırlıyorum… Değerli bir hocamızdı. Yaşıyorsa Allah selamet versin, vefat etmişse Allah rahmet eylesin…

6 Şubat tarihinde büyük bir felaket yaşadık. Sarsıldık, savrulduk, yıkıldık, yaralandık, öldük…
Yaraları sarmak, toparlanmak, yeniden ayağa kalkmak elbette çok zordu ama geride kalanlar olarak bunu başarmak zorundaydık…

Allah zeval vermesin, ilk birkaç günü saymazsak devletimiz ve milletimiz tüm imkanlarını seferber etti. Zaten bu zorluğu en kısa zamanda ve en az zararla atlatmak için de başka seçenek yoktu…

Başta, gidenler de kalanlar da “bu şehri terk etmeyin, bu şehri terk etmeyelim” gibi telkin ve temennilerle hem kendilerini hem de hemşehrilerini bir şeylere inandırmaya, birbirlerine moral, dayanma ve direnme gücü vermeye çalışıyordu.
Olması gereken de bu.

Orta yerde nefes alması gittikçe zorlaşan, hayatta kalmaya çalışan, hatta tabir caizse can çekişen bir şehir, belki de bir şehirimsi var…  
Yeniden ayağa kaldırma seanslarının, gittikçe güvensiz ve umutsuz hal almaya başladığı süreçte şehir sanılan şeyi şehirimsiye dönüştürdüğü bir süreç yaşanıyor…

Az da olsa çırpınan, çabalayan, yazıp çizen, dilinin döndüğünce konuşan gönüllü ve memleketi dert edinenler var elbette. Kendilerine kulak asılmasa da yokmuş gibi davranılsa da yanlış giden bir şeyleri düzeltmek için eleştiri ve öneri geliştirmeye ısrarla devam etmeleri ne yazık ki bir şeyleri düzeltmeye yetmiyor…

Dönmek üzere gidenler döndüklerine çoğu zaman pişmanlar. Burada kalanlar da ilk fırsatta gidebilmenin yollarını arıyorlar.
Gördükleri manzara karşısında hiç de olumlu şeyler düşünemiyorlar.
Eskiden ışıl ışıl olan bu şehirde, özellikle belli bir saatten sonra hayat belirtisi bulmak çok zor, neredeyse hayalet bir şehre dönüşüyor… 
Yıkılmayı bekleyen binlerce ev…
Enkaz ve çer-çöp görüntüsünün normalleştiği bir manzara… 
Toz duman her yer…
Yarınına dair ne yapacağını bilemeyen on binlerce insan… 
Dizlerde takat, gözlerde fer tükenmek, gönüller kurumak üzere…
Ve insanlar birbirine yabancı adeta…
Bir şehir can çekişiyor…
Bu şehir can çekişiyor beyler…
Bu şehir ölüyor…
Şehirle birlikte sizler de bitiyorsunuz, emin olun.
Allah’tan umut kesilmez haşa ama sizden umut kesiliyor beyler…