Türkiye’de siyasiler, hiçbir dönemde tırtıl olmadı! Ülkenin dönüşümünü, medeni dünyayla uyumunu sağlayamadı! Ülke sosyolojisinde kelebek  etkisi yaratıp,  hayatın tüm dokularını harekete geçiremedi!  Özgürlüklerin, demokrasinin ileri anlamda gelişimini tetikleyemedi! Gelen tüm iktidarlar, gardroplarından çıkardıkları kostümlerle, özünden vazgeçmeyip, gizli niyetlerle medeni dünyayla zıtlaşıp, kurucu liderin devrimlerini feodal kalıntılara ESİR  ettiler!

Tırtıl kendi dönüşümünde, varlığını kaybetmeyi kabul etti! Kelebeğe dönüşüp, yeni döneme kanat çırptı! Hayatın doğasına aykırı davranmadı! Medeni dünyaya adapte olmayı güdüleri ona emretti! Tırtıl feodal kalmadı kanatlandı ve geleceğe uçtu! Medeni ülkeler her anlamda dönüşüp kanatlanırken, Türkiye’de  iktidarlar  gelişimimin önüne “cehalet aromalı din ticareti” ve “ergen atarlı milliyetçiliği” referans alarak ülkenin enerjisini tüketti! 

 Tırtıla inat, Türkiye’nin  niteliksiz seçmen eğilimleriyle belirlenen meclis aritmetiği, “feodal kalıntılara” mahkum edilmiş, çağdaş dünyayla uyum süreci sabote edilmiştir! Yığınların jenerasyonları geleceğe hazırlayamayan tutumu,  devrimlerin benimsetiliş sürecinin cehalet aromalı din tacirlerince toplumdan tecrit edilişi,  bu gün sosyolojinin yönetim kademelerinin  liyakatten uzak feodal tırtıllara kalmasına sebep olmuştur. 

Tırtılın evrimsel süreci, günümüz siyasetçilerine ileri anlamdaki standartlara ulaşma hedefi için, güdüleme yaratabilmesi gerekirken, aynı  standartlarla tüketilen motivasyonlar, Türkiye’nin daimi patinaj hali, incelenmesi gereken yaralardır! Sosyal dokunun durağan aşamalarında yaratılamayan  kelebek etkisi  nedeniyle emekleyen  yaşam biçimi,  yaşam kalitesi olarak yerleşik hayata geçemediğimizin, bilinçli toplum olamadığımızın göstergeleri! Oluşturulamayan toplum bilinci, dönüştürülemeyen düşünüş motivasyonlarının neden olduğu kayıpların,  Türkiye’ye acı reçeteler sunduğu gerçeği, üzerinde düşünülmesi gereken sosyolojik dramlar! Din tarım patentli oligarşinin  ağır prangalarla Türkiye’de yarattığı kalitesizlik iklimi, hayatın tüm alanlarında ibretlik hadiselere neden olmuş, bu gün çağın gerisinde, sürekli gelecekte yaşatılan yada geçmişle korkutulan feodal tırtıllarla müsemma, “insan kömünleri” ortaya çıkarmıştır. Dış dünyaya kapalı, cemaatleşme adı altında hiç kabuk değişmeyen niteliksiz yığınlar, bildiğini zannettikleri ezber klişelerle  çağdaş dünyaya adım atamamış, nihayetinde kendi ekseni etrafında tarihsel dönüşümünün önünde “SET” olarak zamana yenilmişlerdir. 


Türkiye’nin enerjisini tüketen feodal tırtıllar ülkenin kanatlarını hayatın her alanından kırmaya devam ediyorlar! Körlüğün esaretindeki  zümrenin, sosyolojik katmanların en şanslısı olması  ayrıca incelenmesi gereken psikolojik bir süreçtir! Oluşturulan mağduriyetler, din soslu milliyetçi ergen tavırlar, lider kültüne duyulan eziklik bireylerin standartlarının değişimini zorlaştırmış, düşünceden yoksun yığınların ezber tercihleri, “feodal tırtılların tahakkümünü” kader haline getirmiştir! Yetinme dürtüsünü algı tiyatrolarıyla silikleştiren çağın belası cehalet şovenistleri, bireylerin yaşam kazanımlarını kendi menfaatleri için hiçe sayıp, özgürlüğe çırpınan kanatlara kılıç darbesi olmuşlardır!

Ülkenin kurucu felsefesini kendi psikolojik yetersizlikleriyle değiştirmek isteyen, kurucu liderin öngörüleriyle dizayn ettiği cumhuriyeti feodal  kalıntılarda emekleten, yüzyıllık devlet adabını ergen cehalet ruhlu amigolarla tökezleten bir zihniyetin, yerlerde sürünüş hikayesi başlı başına bir kaos döneminin cinnet hallerine örnektir! Ülkenin değişim ve ileriye atılım cesaretini, birbirini besleyen ekonomi ve eğitimle sağlayacak olanların buhar makinelerini öcü gösteren zihniyetle uyumu Türkiye’yi üçüncü dünya ülkelerine doğru hızla götürüyor! Tırtılın evrimsel sürecini “öğüt olarak” alacak nitelikli seçmenlerin önümüzdeki seçimlerde Türkiye’ye kanat olacakları umudu iyi düşünülmelidir. Türkiye’nin edindiği kazanımları son dönemin oligarklarına harcaması devlet olma bilincinin nasıl yara aldığının kanıtı! Yarı ilahlaştırılmış muktedirlerin atanmış amigolarla Türkiye’yi soktuğu cendereden yeniden bir kurtuluş savaşı motivasyonuyla kurtarmak herkesin görevi! Ülke kazanımları feodallerden kurtarılmalı!


DİPNOT:
Aşırı sinirli biri, havalimanında bavul kabul bankosundaki ilgili memura etmediği hakareti bırakmamış..
Müşterinin abartılı kabalığı karşısında, banko memuru sakin ve güler yüzlü bir şekilde davranıyor, hiç cevap vermeden işine devam ediyormuş..

Adam işi bitip gidince, bir arka sıradaki müşteri:

“Sizi tebrik ederim..!” demiş memura.

“Hiç tahrike kapılmayıp nezaketinizi sürdürdünüz.. Ama bu kadarı da yanlış.. Yapabileceğiniz bir şeyler olmalı..”

“Olmaz olur mu, var efendim..” demiş, memur gülümseyerek:

“Kendi New York’a gidiyor, bavulları Bangkok’a..!”

Türkiye olup biteni izliyor! Yakın  gelecekte ülkeyi işportaya çıkaranları “tarihin çöplüğüne”  göndermeli ! Hem de zihniyetleriyle birlikte aynı yere!