Gönüllü, yaptığı açıklamada, "Hedeflediğimiz en birinci gaye bunlarla ilgili ne olduğunu ifade etmeye çalışıyoruz. İfade ettiğimiz şey şu, siz burada en iyi eğitimi almak için, mesleki edinimlerinizi sağlamak için buradasınız. Öncelikle bunu yapın diye kendilerine bunu tavsiye ediyoruz. Bunun için de elimizden geleni yapıyoruz. Üniversitemiz de biz eğitimi çok önemsiyoruz ve pratik eğitim almaları için de her geçen gün bu konuda bir çok mesleki eğitim verdiğimiz birimlerimizde uygulamalı eğitimleri geçtik ve geçmek üzereyiz. Hazırlığını yaptığımız bazı birimlerde var. Akademik birimler de var. Daha çok dışarıda yetiştikten sonra, buradan mezun olduktan sonra hazır olacak şekilde, dışarıda ortama gideceği ortama hazır olacak şekilde biz öğrencilerimizi eğitmeye gayret ediyoruz. Bu arada bir takım sosyal açıdan onların gelişmesi için veya bir takım kendilerinin meziyetlerini daha çok geliştirmeleri açısından onlara yardımcı olmaya gayret ediyoruz. Ben genelde şunu ifade ediyorum, seyretmek genelde kolaycılıktır, oyuncı olacaksınız. Alanda olacaksınız. Genel itibariyle biz insanları seyirciliye alıştırırsak birileri çalışır, bir kaç kişi çalışır, onu seyretmeye alışırsa... Bu daha çok ülkemizde malumunuz kahvehaneler dolu. Maçlara gitmesinler demiyorum, o ayrı bir şey ama yine de insanların oyuncu olması gerekiyor" dedi.

- HER İNSANIN BİR MEZİYETİ VARDIR

Her insanın bir meziyetinin mutlaka olacağını kaydeden Gönüllü, şöyle devam etti:

"Bu meziyeti keşfedip ona göre kendisinin onlarla meşgul olması lazım, bunun çok faydası var. Eğer tabi oyuncu mantığında olmazlarsa, seyirci mantığında olurlarsa çoğunlukla, çok duran kişiler çok akıl üretiyor. Ve bunları ürettikleri zaman kendilerini çok akıllı sanıyorlar. Ama iş yok. Ortaya iş çıkmıyor. Esas olan çok akıllı gibi konuşmak değil. Çok akıllı gibi işi ile ses etmek. İş yapmak. Bizim toplumumuzun bu şekilde değişmeye ihtiyacı var. Biz öğrencilerimizi bu yönde yönlendiriyoruz. Kendilerine bu konuları anlatıyoruz. Öğrenci kulüplerini önemsiyoruz. Gelen her öğrenciye, yavrum senin meziyetin nedir, ne yapmak istiyorsun, ilgi alanın nedir, işte şunu istiyorum desin mesela. İstiyorsanız hadi buyurun gidin müracaatınızı yapın, şu konuda bir öğrenci kulübü kuralım şeklinde onları yönlendirmeye çalışıyoruz. Bunda bir sınır tanımıyoruz, onu da söyleyeyim. Ama genel itibariyle, öğrencilerimiz eğitim öğretimle çok uğraştıkları için daha çok okuma ile vakitlerini değerlendiriyorlar ama yapılacak çok şey de var. Öğrenciler ile alakalı, muhtelif, değişik kulüplerimiz var. Mesela okçuluk, aklınıza gelebilir. Değişik kulüpler olabilir. Biz bunların hepsine açığız. Söylediğimiz şey de bu. Biz size fırsat verelim diye söylüyoruz. Ve öğrenciler de Allah'a şükür bizleri üzmüyorlar. Ve çok çeşitli kulüplerimiz var, çalışıyor. Spor kulüplerimiz var, sanatsal kulüplerimiz var, edebiyat ile alakalı kulüplerimiz var. Bir çok mevzularda kulüplerimiz mevcut. Yemekhanemizi önemli ölçüde denetliyoruz. Yemekhanenin bütün noktalarında toplamda 16 kameramız var. Yemekhanenin girdisini çıktısını, giren malzemenin tarihine menşeğini kontrol ediyoruz. Pişme aşamasında kontrol ediyoruz. Servis sırasında, zaten biz de oradayız, kontrol ediyoruz. Bunları en iyi şekilde kontrol ediliyor. Bunun dışında kafeteryaları da kantinleri de kontrol ediyoruz. Bizim ilgili daire başkanlığımız, bunları da mutad bir şekilde kontrol ediyor, denetimlerini yapıyor. Bizim KYK ile doğrudan bir münasebetimiz yok. Spor ve Gençlik Bakanlığına bağlı. Ve KYK'nın yurtları da üniversitenin içerisinde değil. Adıyaman genelinde önemli bir KYK yatak sayısı var zaten. Bu giderek artıyor. Sürekli yurtlar da yapılıyor. Özel yurtlar da var. Yani biz Adıyaman Üniversitesi olarak bizim barınma ile ilgili hiç bir sorunumuz yok işi, yıllardır ben bu konuda mücadele ettiğim için bunu bazıları da tersinden söylüyor. Tersinden söyleyenlerin arkasında olanlarında kimler olduğunu gayet iyi biliyoruz"

- 15 TEMMUZ GECESİ

15 Temmuz gecesini de değerlendiren Gönüllü, "Şimdi o gece bizim ikinci çocuğun söz günüydü. Bir ailenin yanındaydık, söz yüzüğü taktık. Dışarı çıktık ve bu konuyla karşılaştık. Daha sonra trafikte kalınca ve trafik de ilerleyemeyince karşıya da geçemiyoruz, karşıya da geçemeyince konuyu anlama şeyine girdik. Tabi bu arada arkadaşlarla temasımız oldu. Adıyaman'daki arkadaşlarla diğer illerdeki arkadaşlarla temasımız oldu. Adıyaman milletvekili Adnan Boynukara ile telefonlaştık bir kaç kere. Bu tabi ayağınızın altından bir şeylerin gittiğini hissediyorsunuz. Yaklaşık facebookta saat 00:21'de Başbakan'ımızın facebooktaki ve twitter'deki şeylerini paylaştım. Zaten benim facebook ve twitter aynı anda gidiyor. Birine girdiğin zaman ötekine aynı zamanda oluyor. Onları paylaştım sonra, yine saat yarımdan önce bu gün bu gece dışarıdayız diye yazdım. Meydanlarda gözükmek.. Bir çok yer gözüktü. Gözükmek bir şey değil. Asıl şey zamanında, o sıcak zamanında olmak lazım, ortada olmak lazım. Yoksa orada herkes gözükebilir, çok gözükenler olmuştur. Şimdi saat, bu arada biz bu gece dışarıdayız dedikten sonra bir bildiri yayınlama işine girdik. Yazdım ben.  45 geçe gibi bizim Yrd. Doç. Dr. Kamil Vancı hoca, o bizim web sitesini yönetiyor. Bu bildirimi yolladım. Ancak kendisi Budapeşte'deymiş, dolayısıyla ulaşamadık. 45 dakika gecikmeyle tam 01:30'da bizim bildirimi yayınlandı. Web sitemizde ilk önce görünen pencere mi diyorlar ona, yayınlandı. 01:50 gece de haber olarak yayınlandı. Ertesi günü de buraya geldik. Şimdi bu 15 Temmuz, tabi 40-50 yılın ülkemiz açısından hesabının belki bir şekilde hesap pusulası olarak konulması haliydi. Allah'a şükür, Allah'ın yardımıyla diyelim, bu bertaraf edilmiş oldu, halkımız, milletimiz tarafından anında farkedildi. Tabi bu iyi bir hazırlanışla olduğu için bunu da yani Allah'ın yardımıyla diyelim yine. Çünkü toplum bunları önceden tanımış olmaya başlamıştı. Aslında tanımamış olsaydık, tanımadan belki bunlarla karşı karşıya kalsaydık, bu durumda da olmayabilirdik. Ama tanıma fırsatımız oldu. Yani biz toplum olarak herkes bulunduğu yerde bunları tanıma fırsatı oldu. 17-25'ten sonra tabi icra makamında olanlar... Ben 2012 yılından bu yana bunlarla karşı karşıya oldum. 2013 yılında da ilk kez Türkiye'de, twitterde bunlar Haşhaşi diyen kişi benim yani. Yani twitter ardı ardına Haşhaşi'leri yazan kişi benim. Beni takip edenler biliyorlar. Durduk yerde insan bu noktaya gelmiyor. Bir reaksiyon genişliyor. Karşılıklı bir mücadele şeyi oluyor. Neticede Allah'a şükür bu bertaraf edildi. Ancak rahat duruyorlar mı? Tabi durmuyorlar. Görüyoruz yani. Çoğu kere kendilerini gizleseler de, farklı kisvelerde olsalar da, farklı güruhların arkasında ve içinde onları yönlendirmeye gayret etseler de yine bunlar rahat durmuyorlar. Ama bu bir zaman böyle gider. Sabırla bunların üzerine gidilmesi gerekiyor. Toplumun nezdinde mahkum edilmiş olan hiç bir anlayış başarılı olamaz. Toplumun nezdinde mahkum olmuş durumdalar. Bunların yeri belli. Yeri Pensilvanya, Amerika, artık bu bir cepheleşme yeri vardır. Yani ülkemiz artık, şöyle diyelim, sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanlığı öncesi ve sonrasında Cumhurbaşkanlığı sırasında, şöyle görüyoruz. Alanda bilmediğimiz bir çok şeyler vardı. Ama sırasıyla spot lambalar yanmaya başladı. Her zaman içerisinde her seferinde bir spot yandı ve spotların arkasındaki şeyler, insanlar için açık olmaya başladı. Ve bu gün gördüğümüz ve toplumumuzun da bu şekilde son yanan lambalar itibariyle, belki yanacak durumda olan görmediğimiz şeyler gizli olanlar vardır. Var olduğunu düşünüyoruz. Veya tahmin yürütüyoruz. Yani gölgesinden anlıyoruz. Ancak dediğim gibi bu spot lambalar önemli ölçüde yandı, alan gözüküyor. Alanda her şey açık ve seçik. Toplumumuz milletimimiz bunu yakından biliyor. Bildiği için toplumun nezdinde milletimizin nezdinde mahkum edilmiş bir anlayış, hiçbir vakit başarılı olamaz. Ben bu bakımdan toplumumuzun bir şey içinde olduğunu düşünmüyorum. Ama gene bunların farklı kisveler içerisinde farklı görüntüler içerisinde toplumu aldatıcı yönlendirici bir takım olayları gündeme getirmeleri mümkün olabilir mi? Olabilir ! Onun için toplumun bu konuda dikkatli olması gerekir. Hemen her şeye kapılmaması gerekir. Bazen çok masum gibi görünen hareketlenmelere bile dikkat etmek gerekir. Onların içerisinde birden bire karışacak ve içine bu şekilde sızacak ve onu büyütecek aselere edecek, ivmesi arttıracak bir takım durumlar gelişebilir. Bunlara toplumun dikkat etmesi gerekiyor"ifadelerini kullandı.

- BELGE VE BİLGİLERLE HAREKET EDİYORUZ

Gönüllü, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Üniversitemizde bu konuda çalışmalarımızı yaptık, önemli ölçüde çalışmalarımızı yaptık, bitirdik. Tabi ki çalışmalarımız devam ediyor. Bu zor bir süreç. İnsanlarla ilgili bir süreç. Biz genel itibariyle biraz da vicdan sahibi oluyoruz. Eğer başarılı olsalar da bizimle alakalı çok olumsuz şeyleri olacaktı. Ancak biz tabi belge ve bilgilerle, hareket ettik belge ve bilgiler ile sabit olmuş, nezdimizde tam olarak kanaat getirdiğimiz bir takım akademisyen, idarecileri, idari personelleri bunları tabi ki gerekli müeyyideleri yapıldı. Bu süreç devam ediyor. Bazı böyle şüphe edilen şeyler oluyor ama. Biz bu konuda aşırı bir noktaya gitmedik. Genel itibariyle delillere bakarak, adalet çerçevesinde... Elde ettiğimiz bulguların hepsini de Başsavcılıkla da paylaştık. Üniversitemizde ibadethane ihtiyacı yok. Aslında şu anda karşılanıyor. Bir ibadet edilen yerimiz, var. Cuma namazı da kılınıyor. Ayrıca üniversitemizde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da tayin ettiği bir imam da mevcut. Yani üniversitemizin bu manada bir eksiği yoktur. Her binamızda ibadet edilecek yer var. Ama tabi ki cami olmazsa olmazımız. Biz Osmanlı mimari tarzında bir cami inşasına başladık. Son zamanlarda biraz, ülkemizin geçtiği sıkıntılardan dolayı biraz duraklama oldu. Maddi kaynağı tamamen Diyanet İşleri Başkanlığımız. Çok az bir eksiğimiz kaldı. Birkaç ay da bitirilebilecek bir eksiğimiz var. Tabi ki biz aşağı kısmı açalım diye bir gayret içerisindeyiz, çalışıyoruz. Müftümüz de bu konuda çok alakalı oluyor. Diyanet İşleri Başkanımız bu konuda olayın başından beri ilgili. İnşallah yakın zamanda bir maddi destek gelecek, o zaman üniversitemizin camisiyle ilgili bu son ilaveler yapılmış olacak. İçinde bir çok şeyi yapıldı, ama konulacak bir çok şeyler var, mimber vs. gibi eksiklerimiz var. Kubbe yapılacak yerler var, kapıları var. Bunlar da bitince ibadete açmış olacağız. İnşallah 3-4 ay sonra caminin bitmesini arzu ediyoruz. Camimiz merkezi bir yerde. Üniversitemiz cami merkezli bir üniversite olacak İnşallah. Yaklaşık 4.000 kişinin sığacağı şekilde bir cami. Alanımız geniş. Bu alanda daha büyük topluluklarla namaz kılınabilecek durumda. Bitmesini bekliyoruz. Hükümetimizin desteğiyle, Diyanet İşleri Başkanlığımızın desteğiyle bu bitmiş olacak, bu konuda hep arkamızda oldu, teşekkür ediyoruz. Bu konuyla ilgili olan zevata hepsine teşekkür ediyoruz"

 

Kaynak : PHA
Kaynak: pha