6 Şubat depreminden bu yana depremde yıkılan İSİAS otel ve enkazında hayatını kaybedip şehit olan KKTC’ne mensup öğrenciler Türkiye’nin  gündeminde..

Elbetteki çok acı bir durum.. Daha hayatlarının baharında gencecik hayat dolu çocuklar.. Gerçekten yürek burkan, çok çok büyük bir acı.. Allah ailelerine, özellikle de annelerine sabır versin.
Böyle bir acının tarifi yok. Rabbim bir daha yaşatmasın.

***

2 gündür Adıyaman’da bu  “İSİAS otel” davasının duruşması devam ediyor.
Bütün yazılı ve görsel medya bu davayı takip ediyor, haber bültenlerinde bu davaya geniş yer veriliyor. 

İyi tamam da bu acıyı sadece KKTC’li aileler yaşamıyor ki.. Resmi kayıtlara göre bu büyük felakette 53.000 kişi hayatını kaybetti. 
Yüzlerce aile “kapı kitleme” tamamen yok oldu gitti. 
3 evladını kaybeden, 
4 evladını kaybeden binlerce aile..
Eşini, 2 oğlunu, 2 gelinini, kızını, 5 torununu kaybeden aileler var. 
Bunlar saymakla bitmez. Hemen hemen her aileden kayıplar var. Yüzlerce binlerce aile bu acıları yaşadı yaşamaya devam ediyor.
Peki bunların ve 50 bini aşkın deprem şehidinin hesabını kim verecek? Bu kayıpların da sorumluları aranıp hesabı  sorulacak mı?

***

Gelelim işin teknik boyutuna ;

Önce şunu söyleyelim; Biz kimsenin Avukatı değiliz. Otel sahibi ile hiçbir yakınlığım yoktur. Ama yaşananları samimi ve dürüst bir şekilde irdelemek, doğruyu söylemek de vicdani bir sorumluluktur.

Biz şu yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Sosyal medyada, haber ve yorumlarda otel sahibi “Vur abalıya” misali önyargılı bir şekilde adeta “Linç” ediliyor.
“Bilinçli taksir” den tutun da “Olası kast”a varıncaya kadar yüklendikçe yükleniyorlar.

Gerçekçi olarak düşünelim ;
Bir inşaatın yapımında inşaatın teknik sorumluluğu sıralamasında inşaat sahibinin yeri neresidir? Ne derece sorumludur?
Durum şudur; 
İnşaat sahibi Mühendisine, mimarına, Statikçisine, Fenni mesulüne ücretini vererek, yapı için ne gerekiyorsa temin edip binasını yaptırıyor. 
Ayrıca Belediyenin ilgili birimi de gerekli denetim ve kontrolleri yapıyor. Bu durumda İnşaat sahibinin sorumluluğu nedir? 
Sonra bu bina bir otel.. Otel sahibi kendi binasından neden malzeme “çalmak” istesin, neden kötü malzeme kullansın ki.. Kendi malının düşmanı mı? 
Böyle bir şey olabilir mi?

Öyle bir hava yaratılıyor ki sanki otel sahibi kaçak bir gecekondu yapmış, kötü malzeme kullanmış, malzemeden çalmış ve depremde yerle bir olmuş.
Halbuki burası  şehrin en merkezi yerinde Turizm bakanlığı tarafından 4 yıldız verilen 4 yıldızlı Turistik bir otel.. Yetkililer tarafından her türlü denetim ve teknik kontrolleri yapılmış, yapılmak zorunda zaten…

Sonra otel sahibi Ahmet BOZKURT’un 2 oğlu da tutuklu. Bu binanın temeli atıldığı zaman bu çocukların biri sanıyorum 4-5 yaşında, diğeri de 15-16 yaşında. Bu çocukların sorumlulukları ne olabilir ki.. Tutuklanmaları ne derece doğru. 

Sonuç olarak;

Elbetteki bütün deprem illerinde yıkılan binalarda ölümlere sebep olan kimler varsa, bunlar da İSİAS otel sahibi de dahil bütün sorumlulardan hesap sorulsun. Görevini yapmayanlar, ihmali olanlar bunun bedelini en ağır bir şekilde ödesinler.
Ama önyargıdan uzak, 
Ama ADİL bir şekilde, 
Ama ADALETLE.
“Adaletin kestiği parmak acımaz.”
Mithat SOLGUN