Ne güzeldir seven olmak sevgili olmak mutlu bir yuva kurup aile olabilmek, yuvadan uçup yeni bir yuva kurmaktır aile, ben iken biz olmaktır, çoluk çocuğa karışmaktır, anne ve babadan sonra birinin seni beklemesidir, karşılıklı sorumluluktur, koruyup kollamak sarıp sarmalamaktır aile olabilmek, anne ve balaların bakmaya kıyamayıp, nazlı bir ceylan gibi üstüne titredikleri, büyüyen ama gözünde bebekten farksız kızlarını emin ellere teslim etme telaşıdır aile olabilmek, kısacası toplumun temel çekirdek yapısıdır aile olabilmek…!!!

                          Evlilik çağına gelen gençler anne ve babaların yardımıyla ellerinde çiçek ve paketlenmiş çikolata ile kız evinden Allah’ın Emri Peygamberin Kavliyle diye başlayıp sonra kızınızı oğlumuza istiyoruz sözü ile bir yuvanın temeli atılır, sonrası malum, bin bir meşakkat ve gelenek ve göreneklerimiz bir bir sıralanır düğün gecesine kadar…!!!

                          Evliliklerde pek çok kişi yanlışa düşebilir, genellikle zararsız olduğunu düşündüğümüz yalanlar evlilik temelinin sarsıcı tahrip gücüne sahiptir. Zararsız gibi gözüken yalanların tespiti ilişkilerde güven duygusunun kaybolmasına neden olur. Hatta bu durum öyle boyutlara gelir ki yalan söylediğini bir kere fark ettiğiniz kişinin size ne zaman doğruyu söylediğini ya da ne kadar yalan söylediğini sorgulamaya başlarsınız… evliliklerde çiftlerin birbirine dürüst olması önemlidir.

                         Affedin, çünkü mutlu olmak haklı olmaktan daha önemlidir….

                        Yine evliliklerde önemli bir konu ise düşünme biçimimizdir. Sorunları büyütmeyip minimize etmek çabası yerine haklı olma güdüsünün ilişkiyi zora sokacağı aşikardır. Hiç kimse mükemmel değildir. Kusur insana mahsustur. Evlilik sürecinde eşlerin arasındaki uçurumun gitgide açılmasının en temel nedeni bireylerin affetmek yerine sorunları biriktirmeyi tercih etmesidir. Eşinize ve evliliğinize zaman ayırın, hisleriniz ve düşünceleriniz konusunda açık olun , eşinizle sorunlarınızı açık bir şekilde paylaşın, eşinize önemli olduğunu hissettirip birbirinizi anlamayı tercih etmelisiniz…

                       Aksi takdirde boşanmaların evliliklerin önüne geçtiği günümüzde bir anlık öfkenin vermiş olduğu bilinçsizlik ile boşanayım da kurtulayım ve haklı olma iç güdüsüyle kendinizi Aile Mahkemesinde hakim karşısında bulursunuz…

                       Hiç Aile Mahkemelerinde hakim karşısına çıktınız mı…?

                       Mahremiyetin kalmadığı her şeyin ulu orta saçıldığı bir ortamdan bahsediyorum, kelimeler yetmez boğazına düğümlenir… O an için ifadeler sessiz bir çığlıktır, kim bilir belki Leonardo da Vinci’ nin Mona Lisa tablosu gibi bir tarafı, hüzün bir yanı hafif gülümseyen yüzüne yansıyan bakışları gibi, göz göze gelip adeta haykırmak istercesine boşanmak istemiyorum ama!!! dersin demesine lakin iş işten çoktan geçmiştir. Sönen, bir geçmişin vardır. Mutluluk hayali kurduğun ve tam olarak emin olamadığın bir yarının, kim bilir belki hiç aklından çıkmayacak pişmanlıkların, vicdani hesabın ve peşinden sürüklediğin çocukların, mutlu bir hayat biraz da bizim elimizde değil mi…!!! tüm okurlarıma bir ömür boyu saadetler dilerim sevgilerimle…