Demokrasi Partisi (DEP) Adıyaman eski milletvekili Mahmut Kılınç Mercan Televizyonuna konuk olarak önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin en önemli sorunu Kürt meselesi olduğunun, bu meselenin de şimdinin meselesi olmadığını söyleyen Kılınç şunları söyledi: “AK parti ile ortaya çıkmış bir mesele değil. Son 200 yılın bir meselesi. Osmanlı sonrası Cumhuriyet döneminde bu mesele Türkiye’nin ilgilenmesi gerektiği çözüm bulması gereken bir sorun oldu. Bu Kürt halkının özgürlük sorunu meseleye bu yönüyle bakmak lazım. Geçenlerde bu sorunun çözülmesi için bir aşama kaydedildi. Dolmabahçe’de geçen ayın 28’de böyle bir oluşturulmuş, bir mizansal diyelim biz ona, çünkü o Türk bayrakları ile süslenmiş bir oda ve Yalçın Akdoğan sanki küçük dağları yaratmış pozları veriyor, arada Sırrı Süreyya Önder’in okuduğu bir 10 maddelik bir metin var. Bunlar teorik kurumsal belirlemeler yani bunlar genel belirlemeler. Bunlar içi doldurulmadığı sürece ne anlama geldikleri söylenmediği sürece hiçbir anlam ifade etmez.
Demokratik siyaset nedir yani Türkiye’de siyasi partilerin bağlı olduğu bir siyasi partiler yasası var, bir seçim yasası var. Bu seçim yasası ve siyasi partiler yasasında anti demokratik pek çok hüküm var. Bunlardan bir tanesi bugünlerde muhatap olduğumuz seçim barajı. Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan bir baraj, yüksek bir baraj, bu şu demektir. Daha önce 12 Eylül’de ortaya konan bir durum, bir baraj bu. Bu Kürtlerin ve o zaman İslami ağırlığı olan partilerin mecliste temsil edilmesine engel olmak için konulmuş bir barajdır. Ama bu baraj anlamsız oldu. Çünkü bunlar aşıldı. Buna rağmen duruyor demokrasi kırıcı gibi bir tehdit unsuru gibi orada duruyor ve değiştirilmiyor. Bunu değiştirmek yani siyasi partiler yasasını değiştirmek ona demokratik bir vecih vermek seçim yasasının anti demokratik maddelerini değiştirmek demokratik bir seçim yasası yapmak için Dolmabahçe’de oturup görüşüp o mizanselin ortamında, mizansel için yaratılmış ortamda bir şeyler görüşmeye gerek yok. Bunu yapabilirsiniz. Zaten parlamento da bu tür yasaları geçirir yaparsınız bütün bunlara gerek yok.
Çözüm ne? Neyi çözüyorsunuz. Çözüm burada bence meseleye şöyle bakmak lazım. Hükümet PKK’yı mı çözmek istiyor. Yoksa Kürt meselesini mi çözmek istiyor? PKK’yı silahtan arındırmak gibi bir hedefi var. Bunun için uğraşıyorsa bunu açıkça söylemelidir. Hayır Kürt meselesini çözmek istiyorsa o tamamen geniş bir konu onlar buna yararlı değildir diyemem. Tabi ki bunlar yararlıdır. Türkiye’nin demokratikleşmesi için önemli unsurlardır. Bunlar bir sorunu çözmek için bir mücadele yönteminin demokratik olmasını sağlar. Sadece Kürt meselesi değil başka meselelerde de şiddete başvurmadan bir mücadele yöntemi belirlersiniz. Bütün bunlar sağlandıktan sonra ama bu demokratikleşme süreci yaşandıktan sonra. Bir çözümden söz ediliyor ama bu çözümün gerçekten Kürt meselesinin çözümümü yoksa PKK’nın çözümümü olduğu açıklanmıyor. Bu sanıyorum hem hükümetin hem de HDP işine gelmiyor. Kürt meselesi bir halkın özgürlüğü sorunu Kürtler bu ülkenin bu toprakların kadim halkı, kadim bir kültür, köklü bir kültür dili, kültürü son derece köklü bir kültür. Bu kültürün yaşama geçmesi bu kültürün genişlemesi zenginleşmesi bu kültürün özgürlüğüne kavuşması lazım.” Dedi.