Tezgahtar bir kızdı o,<BR>Perma kırığı saçlarıyla.<BR>Kime baksa gülümserdi,<BR>Prova ettiği bakışlarıyla.<BR>Haftalığından ne düşerse,<BR>Koparıp anasının elinden,<BR>Konserlere giderdi,<BR>Çılgın haykırışlarıyla.Kır çiçekli bluzuyla<BR>Poz-poz resimler çektirirdi.<BR>Keşfedilmek için belki de,<BR>Hep Beyoğlu`nda gezerdi.<BR>Her akşam o pop şarkıcı,<BR>Duvardaki posterden,<BR>Uzanıp bir rüya gibi,<BR>Dudağından öperdi.<BR><BR>Ah Nebahat, hiç görmedi rahat.<BR>Düşünür, bulamazdı;<BR>Kimdeydi bu kabahat?<BR><BR>Tezgahtar bir kızdı o,<BR>Evi, bir kenar mahallede.<BR>Altı kardeş, bir de ana-baba.<BR>Babası, bir iş kazasından<BR>Kötürüm kalmış bir usta.<BR>Karı-kumar peşinde,<BR>Boş vermiş abisi.<BR>Devlete karşı gelmiş,<BR>Diğer abisi mahpusta.<BR><BR>O kır çiçekli bluzuyla,<BR>Artık resim çektirmese de<BR>Zaman her şeyi eskitti.<BR>Duvardan söküp posteri,<BR>Rüyasını sandığa kilitledi.<BR>Derken, mahalleden biriyle<BR>Heveslendi evlenmeye;<BR>Hayırsız çıktı oğlan,<BR>Zengin bir dula gitti.<BR><BR>Ah Nebahat, ona gülmedi hayat.<BR>Sonunda anladı ki,<BR>Kendindeydi kabahat.<BR>