İleriyi gören Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, kadınlara seçme ve seçilme hakkını gelişmiş ülkelerden önce vermesi, bugün geldiğimiz noktanın da ne kadar çarpıcı olduğunu gösteriyor.
Türkiye’de kadınlar bu hakkı;
İsviçreli kadınlardan 36 yıl,
Fransız kadınlardan 11 yıl,
Belçikalı kadınlardan 14 yıl önce kazandı.
Ancak bugün geldiğimiz nokta düşündürücü:
1935’te dünyada 2. sıradaydık, şimdi 126. sıradayız!
Türk kadını, siyasette öncülük ettiği bir konumdan, neredeyse görünmez hâle geldi.
592 milletvekilinden 118 kadın.
Peki neden kadının siyasette adı yok?
- Erkek egemen siyaset kültürü: Kadınlar yıllardır “arka planda kal” mesajıyla karşı karşıya.
- Parti içi engeller: Listelerde kadınlara yer verilmemesi, seçilecek sıralara konulmaması.
- Toplumsal önyargılar: “Siyaset erkeğin işidir” anlayışı hâlâ yaygın.
- Destek eksikliği: Kadınlara yönelik ekonomik, sosyal ve hukuki destek mekanizmaları yetersiz.
Oysa kadınsız siyaset eksiktir!
Kadın varsa adalet vardır.
Kadın varsa eşitlik, merhamet ve şeffaflık vardır.
Kadınlar toplumun yarısıysa, siyasette de en az yarı yarıya temsil edilmelidir!
Kadın siyasette neyi değiştirir?
- Daha adil, katılımcı ve çözüm odaklı bir siyaset anlayışı getirir.
- Eğitim, sağlık, şiddetle mücadele gibi sosyal konularda daha duyarlı politikalar üretir.
- Umudu, barışı ve ortak aklı büyütür.
Artık yeter!
Kadınlar sadece seçen değil, seçilen de olmalı!
Temsilde adalet, kadınsız olmaz!
#KadınınAdıYoksaDemokrasiEksiktir
#EşitTemsilEşitGelecek
#SiyasetteKadınŞart