Adıyaman günlerdir tek bir kelimeyle çığlık atıyor: SU!
Musluklardan çamur akıyor ya da hiç akmıyor… Hastalıklar yayılıyor… İnsanlar damacana peşinde, bidon peşinde kuyruklarda bekliyor… Ama bu şehrin onlarca sivil toplum kuruluşu, derneği, odası, vakfı, siyasi partisi ve sosyal medya platformları sus pus!
Hani nerede o “Adıyaman sahipsiz değildir” diye demeç verenler?
Hani nerede “halkın yanındayız” diyenler?
Sessizliklerinin tek açıklaması var: Tuzları kuru!
Depolu, hidroforlu, klimalı, lüks evlerinde rahat rahat yaşıyorlar.
Marketlerden kasalarla su alıyor, markalı damacanalarını yudumluyorlar.
Onlar için “su krizi” sadece haber bültenlerinde gördükleri bir cümle…
Peki ya dar gelirli vatandaş ne yapsın?
Musluktan akan bulanık sudan hastalık mı kapsın?
Market fiyatları uçmuşken bir şişe suya bile mi ulaşamasın?
Yoksa kaderine razı olup susuzluktan mı kıvransın?
Üstelik sosyal medya platformları ve bazı yerel medya organları da sanki kör, sağır, dilsiz…
Birkaç fotoğraf, iki satır paylaşım, sonra gündem değişsin…
Oysa bu şehirde insanların yaşam hakkı elinden gidiyor!
Adıyaman susuz, halk çaresiz, STK’lar sessiz, platformlar ilgisiz…
Ve bu sessizlik, susuzluktan bile daha ağır geliyor bu halka.