Artık kimse kendini kandırmasın.
Bugün gelinen noktada “MHP” diye bildiğimiz, ülkücü hareketin inanç ve ideal dünyasını yansıtan o parti fiilen yok olmuştur. Bunun en büyük sebebi, Devlet Bahçeli’nin yıllardır izlediği politikalar, tabanın sesini susturması ve milliyetçi camianın özünden koparılmasıdır.
Ülkücülük, makam ve koltuk uğruna eğilmek değil, gerektiğinde bedel ödeyerek dik durmak demektir. Oysa bugün MHP, bir irade ve dava partisi olmaktan çıkıp bir kişinin kararlarına sıkışmış, halktan ve gençliğin heyecanından uzaklaştırılmıştır.
Eğer hâlâ bu sözlere inanmayanlar varsa, onlara tek bir tavsiyem vardır:
Başbuğ Alparslan Türkeş’in eski konuşmalarını açıp izleyin. Onun kelimelerindeki dava ruhunu, millete olan sadakatini, bağımsızlık ve adalet vurgusunu duyduğunuzda bugünkü tablo ile geçmiş arasındaki uçurumu daha net göreceksiniz.
MHP, Bahçeli’nin kişisel siyasetinde eriyip gitmiş olabilir. Ama unutulmamalıdır ki, Türk milliyetçiliği bir kişinin ya da bir partinin tekelinde değildir. Başbuğ’un idealleri, bu milletin yüreğinde yaşamaya devam edecektir.