Keşke Anneler Ölümsüz Olsa

Abone Ol

Bilindiği üzere yarın anneler günü. Her yıl Mayısın ikinci Pazar günü Anneler Günü olarak kutlanıyor. Anneler gününü ilk idrak ettiğimde altı yaşında idim. Gelibolu’dan İstanbul’a yeni gelmiştik. O zamanlar bahçeli bir evde yaşıyorduk. Bahçedeki güllerden ve papatyalardan küçük bir demet yapmıştım. Yanılmıyorsam Ülker’in piknik bisküvi adında bir ürünü vardı. Bakkaldan bir paket bisküvi alıp, çiçeklerle birlikte anneler günü hediyesi olarak rahmetli anneme vermiştim. Annem çiçekleri almış, bisküviyi bana geri vermişti. Ben de bisküvileri afiyetle yemiştim. Çocukluk işte. Daha sonraki yıl ve devamındaki yıllarda babamdan aldığım para ile zücaciye ürünleri alıp, anneme hediye etmiştim. Son sekiz yıldır maalesef elini öpüp, anneler gününü kutlayacağım bir annem yok. Sekiz yıldır annesizim. Bu kadar yıl geçmesine rağmen annemin yokluğuna hala alışamadım. Sanırım hiçbir zaman alışamayacağım. Geçen yıllar anne kaybının acısını hafifletmiyor, sadece çaresizlikten yokluğunu kabulleniyorsunuz. Şu bir gerçek ki, insan hangi yaşta olursa olsun her zaman annesine ihtiyaç duyuyor.

Tüm dünyada farklı tarihlerde ama ağırlıklı olarak Mayıs ayının ikinci Pazar günü kutlanan anneler gününün tarihçesini biliyor musunuz? Anneler günü geleneği, Antik Yunanların Yunan mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan Rhea onuruna verdikleri yıllık ilkbahar festivali kutlamalarıyla başlamış. Antik Romalılar da ilkbahar festivallerini İsa'nın doğumundan 250 yıl öncesinden ana tanrıça Kibele onuruna kutluyorlarmış

ABD'de Anna Jarvis'in kaybettiği kendi annesi için 1908 yılında başlattığı anma günü, 1914 yılında Kongrenin onayıyla Amerika çapında genişlemiş ardından tüm dünyaya yayılmış.

Tüm anne ve anne adaylarının anneler gününü kutluyorum. Benim annem gibi, rahmetli olmuş annelere de Kabir rahatlığı diliyorum ve Yüce Allahın bizleri annelerimiz ve tüm sevdiklerimizle birlikte Cennetinde buluşturmasını temenni ediyorum.