KALEMİM DE SUSMADI VİCDANIM DA!

Abone Ol

Gerek iç politikada, gerek dış politikada sayısız yazı kaleme aldım. Ülke gündemini, halkın dertlerini, adaleti, hukuku, sosyal yaşamı dile getirdim. Evet, yerel ölçekte yazmak kolay değil. Kalemimin maddi bir karşılığı yok. Alkış da beklemedim, çıkar da gözetmedim. Yıllardır yaptığım siyasetin de maddi anlamda bir karşılığı yok. Ama Emek en yüce değerdir. Emeğin karşılık bulmasını elbette isterim.
Hele de bu koşullarda yazmak elbette sorumluluk ister. Çünkü hep şuna inandım: Bu ülke daha iyi yönetilmeli ve herkes daha insanca yaşamalı.

Eğitim ücretsiz olmalı dedim.
Sağlık, herkesin hakkıdır dedim.
Seyahat, barınma, güvenlik, temel insan haklarıdır ve dokunulamaz dedim.

Ve evet, buna “kafa yormak” denilirse, ben bu ülkenin meselelerine yıllardır kafa yoruyorum.

Ama her geçen gün vicdanımı sızlatan bir tabloyla karşı karşıyayız.
Kadın cinayetleri devam ediyor; artık haber bile olmuyor.
Üniversite mezunu gençler işsiz, umutsuz.
Kimisi okulu kazanıyor ama kayıt yaptıramıyor.
Atanamayan öğretmenler, sağlıkçılar, engelliler yıllardır bekliyor.
Ve ne yazık ki çoğu zaman duyan olmuyor.
Beyin göçüne hep dikkat çektim. Umudu başka bir ülkede bulan gençlerimizin sayısı bir hayli yüksek. Sağlık çalışanlarımız, doktorlarımız, mühendislerimiz dışarıya gittiler.

6 Şubat depreminin üzerinden bu kadar zaman geçti, ama binlerce insan hâlâ konteynerlerde yaşıyor.
Yaralar sarılmadı, derinleşti.
"Rezerv yapı alanı", "kırmızı alan" gibi belirsizlikler vatandaşın haklarını tehdit ediyor.
İnsanlar yaşadığı topraklardan endişeyle bakıyor geleceğe.

Ve biz yıllardır aynı soruyu soruyoruz:
Ne olacak bu memleketin hali?
Biz, "bana ne" demedik. Hâlâ demiyoruz.
Ama biz bu ülkenin yarınlarına kafa yorarken, bizi dinleyen var mı?

Ekonomik kriz derinleşti. Yoksulluk sadece dar gelirliyi değil, artık orta sınıfı da vuruyor.
Gençler yuva kuramıyor. Kuranlar çocuk yapmaktan çekiniyor.
Çünkü geçim derdi umutların önüne geçmiş durumda.

Ama vicdanım rahat...
Çünkü susturulmuş kalabalıklara rağmen yazmayı seçtim.
Çünkü bu ülkede olup bitenleri dile getirmek bir tercih değil, bir sorumluluktu benim için.

Yazdım, uyardım, çözüm önerileri sundum.
Ama ne yazık ki “duyan kim?” sorusu hep cevapsız kaldı.

Yine de yaşanan haksızlıklar karşısında Kalemim de susmadı vicdanım da!...
Çünkü bu ülke bizim.
Ve bu ülke, ancak ses verenlerle iyileşecek…

{ "vars": { "account": "UA-91479741-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }