İyi gaz vermişler ama bu gaz uçurmaz!

Abone Ol

Liderlerin nasıl ve hangi ortamlarda çıktığını, tarihsel olarak inceleme şansı bulanlar, fırsatçıların lider olup olmayacağı konusunda çok önemli bilgilere ulaşabilirler…

Bilgiye herkes ulaşabilir ama nedense ulaşması gerekenler bunu akıl edemez.
Ya da gözlerini bürüyen hırs, tarihten ibret almalarına engel olur.
Yakın tarihimizde buna güzel örnekler var; mesela Abdullatif Şener ve mesela Haşim Kılıç…
Parti genel başkanları, başbakanlar, cumhurbaşkanları, adayları, aday adayları ve toplumun önde gidenleri çok bulunur. Ancak lider, her devirde bir tane olur…
Kimse lider doğmaz, kimse de sonradan lider olmaz.
Bu, insanın kendisini yetiştirmesiyle, toplumun beklentisiyle ve o beklentiye verilecek cevapla alakalıdır.
Aslında liderlik, biraz da zamanlamayla doğrudan ilgilidir.
Olaylar karşısında takınacağınız tavır, sizi liderlik koltuğuna oturtur ve oradan kolaylıkla da kalkmazsınız.
Ancak lider, statükoyu savunanlar arasından çıkmaz.
Lider, darbecilere selam duranlar arasından da çıkmaz.
Halkın karşısında olan ve halkın değer yargılarını önemsemeyenlerin lider olduğu görülmemiştir. Bu tipler, genellikle “lider sanılan” diktatörlerdir.
İşine geldiği gibi hukukla oynayan, adaletin kılıcını dilediği tarafa savuranlar, lider olamaz.
Burada bir parantez açayım…
SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, zorlukların liderleri ortaya çıkaracağını, zorluğun olmadığı yerde liderin de olamayacağını belirtiyor.
Bir de hoşuma giden benzetmesi; “Lider, yeri geldiğinde, görür görmezden, duyar duymazdan, bilir bilmezden gelir.
***
Yani “ben lider olayım” diye sabah evden çıkıp, akşam lider olarak dönemezsiniz.
Bu tıpkı aşk gibidir.
Ben âşık olacağım” diyerek aşkı bulamazsınız.
Ben bugün birisini görüp, mecnun olacağım” diyerek de evden çıkamazsınız.
Önce âşık olacak bir yüreğe sahip olmak gerekiyor; her yanı sevgiyle dolup taşacak kadar kocaman.
Sonra âşık olacağın kişiyle karşılaşma önemli.
Nerede, nasıl, hangi şartlarda…
Sen âşık olabilirsin ama onun da sana aşık olması gerekir.
İşte o zaman, karşılaşmada sana ihtiyaç duyulmalı.
Seni bekliyor olmalı; tam da seni…
Her şey yerli yerinde olmalı, her şey bir düzen içinde gitmeli ve hiçbir şey planlanmamış halde vuku bulmalı.
Çünkü aşk, aynı zamanda bir başkaldırıdır.
Neye başkaldıracaksın, kimin karşısına çıkacaksın, kimleri “yok” sayacaksın?
Liderlik de tıpkı aşk gibidir.
Mangal gibi bir yürek gerekiyor.
Höt” dediğinde yerine oturandan lider olmaz.
Şapkasını alıp kaçanları tarih lider olarak kaydetmez.
Anayasa kitabı fırlatan da lider olamaz, fırlatılan da…
Sokağa çıkan üç beş kişiden ürken, sermayenin dümen suyuna giden, paralel yapılanmaların emrine giren, terör örgütlerinin oyuncağı olan ve darbecilerin “atayacağı” kişiler asla lider olamaz.
Bu açıdan fırsatçılık kollayarak koltuğa kurulmayı bekleyenler lider değil, yanaşma olabilir ve bu millet, yanaşmalardan iğrenir.
Bu açıdan, liderleri Konukoğlu’nun tabiriyle zorluklar doğurur.
Ama “AK Partiyi kapatacağız, seni de başbakan atayacağız, çabuk istifa et, gemiyi terk et” diyenler, lider olamaz, hiç kimse de yüzüne bakmaz.
Ama parti kapatmaya direnen, darbeye karşı koyan, paralel örgütlere karşı yüreklice ortaya çıkan, tek başına da kalsa mücadeleden asla yılmayan, terör örgütü haline gelen ülkelere hak ettiği lafı esirgemeyen ve “mazlumların umudu” olanlar lider olabilir.
Sermaye sınıfının lideri, sermaye sınıfını güçlendirendir.
Ama mazlumların lideri, onların gür sesi olandır.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, fırsattan istifade etmek için gömleğini değişmeye başlamış.
Ama o gömlek, üstünde eğreti duruyor.
Geldiği yerle, bulunduğu ortamla, inandığı değerlerle karşı durdukları örtüşmüyor.
Birilerinin eline tutuşturduğu sözleri söylemek, insanları lider yapmaz.
Yargının içinde bulunduğu durumu, hukukun üstünlüğünü ve milletin iradesini yansıtacak güzel sözler söylemek, herkes için mümkündür ama bunu yapacak yürek, herkeste bulunmaz.
Yargıdaki paralel yapılanmaya karşı çıkarken, paralel yargının devre dışı bırakılmasını eleştirmek, ne dediğini bilmemektir.
Ya da “burada bir şey diyecektim ama…” diyenler gibi kafa karışıklığına sahip olmaktır, lider olmak değildir.
Herkes siyasetçi olabilir ama herkes iyi bir siyasetçi olamaz.
Bunun için doğru zamanda, doğru yerde, doğru adımı atmak gerekiyor.
Yoksa başlamadan biten bir çıkış olur, ihtiyaçtan doğan değil.
Bize “çok iyi tanıdığımızHaşim Kılıç’ı lider olarak cilalamaya çalışanların düştüğü durumu görünce gülmekten kendimi alamıyorum.
İyi gaz vermişler ama bu gaz, hiç kimseyi uçurmaz!
 
Tweetimden Seçmeler
Bir yerde “susması gerekenler” konuşturulmaya başlanmışsa, orada demokrasi rayına oturmuş demektir. Sadece hazım sorunu olanlar vardır!
www.naifkarabatak.net