İntiharların Sebebi Umutsuzluk ve Gelecek Kaygısı mı?

Abone Ol
Son günlerde Ülkemizin farklı illerinde ve Adıyaman İlimizde haber bültenlerinde sıkça okuduğumuz intihar olayları hepimizi derin üzüntüye koymuştur.
Daha öncede bu hassas konuyu kaleme almış ve intihar vakaları araştırılsın demiştim.
Konuya her zaman olduğu gibi bir Anne duyarlılığıyla yaklaşıyorum. Anneler gününün kutlandığı şu günde hiç bir annenin özenle büyüttüğü, geleceğe hazırladığı bir canının bir anlık nefesine son vermesini istemiyorum.
Ben Pedegog değilim. Bu işin psikolojik boyutunu pedegoglar çok daha iyi bilir. Ben sadece olayın sosyal yönüne dikkat çekmek istiyorum.
Milyonlarca kişiyi etkileyen geçim sıkıntısı, 2022'de de halkın başlıca gündem maddesi olmaya devam ediyor.
Günümüzde giderek derinleşen yoksulluk, işsizlik, yalnızlaşma,
umutsuzluk’ ve ‘gelecek kaygısı ne yazık ki intihar sebeplerinin başında geliyor.
Resmi bir veriyi paylaşmak istiyorum.
"
İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre 2015-2020 yılları arasında, 10 bin 94’ü erkek, 3 bin 281’i kadın, 1 bin 155’i 18 yaş altı kişi olmak üzere 14 bin 530 kişi intihar etti. "
Yoksulluk intiharları artıyor ne yazık ki!...
İntiharı önlemek bireysel değil, kamusal bir sorumluluktur.
Yapılan araştırmalarda intihar sebeplerinin en başında ekonomik kriz, yoksulluk, işsizlik, borç ve gelecek kaygısı olduğu ortaya çıktı.
Ardı ardına gelen intihar cinayetleri ve bireysel intihar vakaları, intiharı güncel bir sorun olarak Türkiye gündemine soktu. Bir halk sağlığı sorununun ülke gündemine gelmesi, toplumsal anlamda hepimizi duyarlı olmaya sevketmelidir.
Gençlerimizi umutsuzluğa iten sebepler derinlemesine tahlil edilmelidir.
Ülkeyi yönetenlerin kendilerine sorması gerekir;
Beyin göçü neden bu kadar zirveye çıktı? Üniversite bitirmiş binlerce genç neden umudu başka bir ülkeye gitmekte bulur?....
Yoksulluk, işsizlik neden bu kadar tırmanıyor?...
Bu ülkede sadece sınav soruları çalınmadı, gençlerin umutları, gelecekleri de çalındı. İstihdam edilememe, liyakat ilkesinden uzaklaşma, emeğininin karşılığını alamama ve sonunda yüzü gülmeyen bir toplum oluştu.
Ülkemizde ciddi anlamda ekonomik sorunların olduğu bir dönemden geçtiğini ve böyle dönemlerde intihar eğilimlerinde artış olduğunu uzmanlar da dikkat çekmektedir. İntiharların önüne geçmek için öncelikle psikiyatrik rahatsızlıkların damgalanmasının önlenmesi gerekiyor. Bir insanın psikolojik bir sorun hissettiği zaman rahatlıkla bir psikiyatra ulaşabilmesi gerektiğini, ancak bunun önünde engelin damgalanma korkusu olduğunu, bunu devletin ortadan kaldırması gerektiğini bir kez daha ben de önemle vurgulamak isterim. Bir kişinin psikiyatra ulaştıktan sonra gerekli psikiyatrik desteğin verilmesi şart. Ekonomik kaygı asla yaşanmamalıdır.
Ailelerin ekonomik sıkıntı ve geçimsizlik durumunu yaşamaları nedeniyle gençlerin ihtiyaçları karşılanamaması, duygusal anlamda yalnız bıraklımaları gençlerin kendilerini ifade edecekleri ortamların olmaması, gençlerin yanlış davranışları yapmasına sergilemesine neden olmaktadır. Gençler anlamak ve anlaşılmak istiyor, aile içinde sıcak bir ilişki istemektedir.
Sevgili gençler, hiç bir neden canınıza kıymayı gerektirmez. Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca ne güzel söylemiş , "İnsan Nasıl Ölebilir, Yaşamak Bu Kadar Güzelken"...
Gencecik insanlarımızı intiharlardan uzak tutmanın, şiddet ortamının bertaraf edilmesi, ekonomik, sosyal refah seviyesinin yükseltilmesi gerektiği inancındayım.
Hiçbir annenin böyle bir acı yaşamaması dileğiyle;
Bizleri koşulsuz seven, büyüten ve geleceğe hazırlayan Bizlere hayat veren, hayatımızı sevgiyle aydınlatan tüm annelerin Anneler Gününü Kutluyorum.
08.05.2022
Fatma Ulubey