Herkesin Yolu Kendine

Abone Ol

İlk defa katıldığım Masal Anlatıcılığı kampından ellerim, gönlüm dolu dolu geldim. Şükürler olsun. Giderken merak duygumun yanı sıra günlerdir yazdığım iki olumlama cümlemi yanıma almıştım. Biri:

“Dünyada kadın ya da erkek şefkatli insanlar var. Ve bende bu şefkati cezp edecek şefkat var.”

Diğeri ise şöyleydi:

“Her şey yolunda. Her şey benim en yüksek hayrıma hizmet ediyor. Bu deneyimden yalnızca iyilik doğuyor. Güvendeyim.”

Kısaca şunu söyleyebilirim; bu cümleler o kampta beden buldu. Ne büyük zenginlik değil mi?

Kampın yorgunluğu geçmediği için ayrıntılara girmek istemedi canım. Henüz hazmetme safhasındayım. Sonrasında paylaşmak ister miyim ondan bile emin değilim. Fakat yıllardır içinde şifa bulduğum iki kuruma; SEİBA ve HOLOS danışmanlığa açtıkları alan için sonsuz teşekkürlerimi iletmek isterim. Bunun gibi bütünde de gelişimime katkı koyan her şeye sonsuz minnetimi dile getirmeyi borç bilirim. Korunduğumu hissediyorum. Yüksek Gücüm benimle.

Ben yolumu dilimin döndüğünce bu sayfadan açık ve net paylaşmaya özen gösteriyorum. Bu benim yolum. Eşsiz ve biricik. Tıpkı sizin yolunuz gibi. Fakat böyle düşünmeyip bana bazı şeylerin empoze edildiği noktada içim allak bullak oluyor. İşte biraz bunlarla ilgili yazmak istiyorum kampı odak alarak.

Kampa hazırlık yaparken önüme çıkan masal panosu gibi bir çanta aldım. Ardından da Barbie’nin rüya evini ısmarladım kendime. Bu alışverişin araştırma safhasında kınayan bakışlar beni rahatsız etse de vazgeçmedim. Hatta stantta çalışan elemanlardan birinin;” Torununuza mı alıyorsunuz,” dediğinde “Hayır kendime alıyorum,” diyebildim. Ya da bir arkadaşıma bunu anlattığımda; ”Sen de öyle söyleyiver,” deyince “Hayır neysem oyum,” şeklinde karşı durabildim. Neyse daha fazla uzatmayalım dönüşe geçelim.

Kamp dönüşü yeğenim Ece’nin kargoyla gönderdiği kitap bunlara yanıt olacak bir pasaj sundu bana. Hem de ben ve kitap kendi hızımızda ve zamanımızda aynı anda buluştuk evde. Kitap Mine Söğüt’ten “ Ormandaki Kalpsiz Ceylan”. Bana iyice mantıksızlaştığımı söyleyen dışarıdaki ve içimdeki seslere kapak olsun bu pasaj da:

“Ceylan biraz utanmıştı. Ama yine de Mantıklı kadar kendinden emin olamıyordu. İşi şakaya vurdu.

“İsmin Mantıklı ama sende sanki mantık yok,” dedi mahcup bir şekilde gülümseyerek.

Zihni korkularla dolu birine korkacak bir şey olmadığını anlatmak hiç kolay değildir. Korku mantığa her zaman galip gelir. Ayrıca mantığın ne olduğunu bilmeyen birinden de mantıklı olmasını isteyemezsiniz. Ona önce mantık nedir, onu anlatmanız gerekir. O yüzden, “Bende mantık olup olmadığına nasıl karar verdin bakalım?” diye sordu Mantıklı gülümseyerek.

Ceylan,”Olmayacak şeyler hayal ediyorsun,” diye cevap verince Mantıklı anladı, o da çoğu canlı gibi yapmaktan korktuğu her şeyi mantıksız olarak tanımlıyordu. Ceylan’a mantığın ne olduğunu anlayabileceği örnekler vermeye başladı. Mesela; mantık güçlüden, kötüden korkmaktır, diyenler mantıklı değil korkaktılar. Mantık, her şeyin farklı bir açısı olabileceğini düşünmek ve sabit fikirlerin tuzağına düşmemektir, diyenlerse mantıklı.

Ceylan’ın kafası karışmıştı. Bu kadar dolambaçlı şeyleri anlamakta güçlük çekiyordu. Ama kendini zorladı. Her sorusuna hiç gocunmadan dikkatle ve incelikle cevap veren bir arkadaş edinmenin kıymetinin farkındaydı. Ama yine de Mantıklı’nın söyledikleri pek aklına yatmamıştı.

“Yani mantıklı olup imkânsızı istemek gerekiyor!” dedi.

“İmkânsız nedir? Mümkün hangisidir? Bundan emin olmak çok zor olduğu için insanlar başarılması kolay olmayan her şeye imkânsız demeyi tercih ederler.”

“Bu arada,” diye ekledi.”Haberin olsun, mantık sana mutlak başarı vaat etmez.”

Mantıklı olmak uğruna hayatını kaybedebilirdi insan. Ama yaşadığı, sahip çıktığı bir hayatı kaybederdi. Yok, “Ben korkak olacağım,” derse, hayatını belki korurdu. Ama o zaman da koruduğu, gönlünce yaşamadığı, sahibi değil kölesi olduğu bir hayat olurdu.”

Diye devam ediyor masal. Tam virajı aldım, dediğini kavradım derken daha keskin virajlarla masal devam edip gidiyor. Bakalım masalın kahramanını neler bekliyor? Meraktayım. Geldiğim Masal kampımızın da konu başlığı, “Kahramanın Yolculuğu”ydu. Ben de kendi yaşamımın kahramanı olarak yeni bir maceraya adım attığımı hissediyorum. Aracı olanlara da sonsuz teşekkürler.

Gelin iyice gerilim oluşturup asfalyaları attırmayalım. Şimdilik bu yazı ile yeni serüvene “Hoş Geldin!” diyelim ve ekleyelim:

“Sonsuz olasılıklar dünyasında kolaylıkla, sevgiyle ve neşeyle yolda olmak için neler mümkün?”

Teşekkürler.

{ "vars": { "account": "UA-91479741-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }