Askıda ekmeğe muhtaç, sofrada meyveye hasret bir halk haline geldik…
Çocukların süt içemediği bir ülke olduk.
Geçim derdi artık TÜİK’in makyajlı rakamlarında değil; doğrudan mutfakta, pazarda, sofrada… Hayatın tam ortasında!
Her geçen gün sofralardan bir şey daha eksiliyor:
Bir gün et, ertesi gün peynir, sonra meyve…
Şimdi sıra sütte, ekmekte!
Üretmeyen, ekmeyen, ithalata ve borca teslim olmuş bir düzende, nefes almaya çalışıyoruz.
Yoksulluk artık istisna değil, milyonların kaderi haline geldi.
Ama bu tablo bir kader değil!
Bu ülke iyi yönetilseydi, kaynaklar adil paylaşılabilseydi,
hiçbir çocuk aç uyumaz, hiçbir aile askıda ekmeğe muhtaç kalmazdı.
Ama yıllardır süren yanlış politikalarla halk değil, yandaşlar doydu.
Olan yine her zaman olduğu gibi:
Çiftçiye, emekçiye, memura, esnafa, işçiye, emekliye oldu…
Ama herkes aynı emekli değil tabii!
Sn.Ali Erbaş gibi “süper emekliler” için hayat başka, halk için bambaşka.
Şunu unutmayalım:
Adalet sadece mahkeme salonlarında değil, sofrada da aranır.
Ekmeğin bölüşülmediği yerde adaletten söz edilemez.
Ve biz, o sofra adaleti sağlanana dek susmayacağız!
Çünkü bu ülkenin insanı yoksulluğa değil, onurlu bir yaşama layıktır.