FAŞİZM NEDİR?

Abone Ol

Faşizmin ne olduğunu anlamak için sözlüklere bakmaya gerek yoktur. Faşizm bir tanım değil, bir yaşantıdır. Bir fikrin ötesinde, bir hafızadır. Yanık kokusudur, çığlıktır, suskunluktur. Faşizm; tarihin sayfalarına yazılmış bir ideoloji değil, insanların bedenlerine, evlerine, dillerine ve hayatlarına kazınmış bir şiddet biçimidir. Faşizm, yaşanmışlıktır, yakılmışlık yıkılmışlıktır. Ve hâlâ yaşayan, yaşatılmaya çalışılan bulaşıcı bir hastalıktır.

Faşizm, ötekileştirmektir. Ama bunla yetinmez. Ötekini bir de hedef hâline getirir, düşmanlaştırır, insanlıktan çıkarır. Önce adını alır elinden, sonra dilini, sonra hafızasını. En sonunda da yaşam hakkını. Faşizm, bir insanı öldürmeden önce onu görünmez kılmanın, yok saymanın, değersizleştirmenin adıdır. Faşizm, insanı sadece rakamlaştırır; sayıya, istatistiğe, sıradan bir habere indirger.

Faşizm nedir mi?

Faşizm yok saymaktır. Görmemektir. Duymamaktır. Bilip de inkâr etmektir. Gerçeği bilerek, isteyerek çarpıtmaktır. Hakikati parçalamak, eğip bükmek, üstünü örtmektir. Faşizm, apaçık olanı reddetme cüretidir. Akan kanla beslenmektir.

Faşizm kendini üstün görmektir. Kendisini merkeze koymak, kendisi dışında kalan herkesi aşağıda konumlandırmaktır. Kendi kimliğini mutlak doğru, kendi yaşam biçimini tek geçerli yol ilan etmektir. Faşizm eşitliği sevmez; çünkü eşitlik, iktidarın en büyük düşmanıdır. Faşizm hiyerarşiyle beslenir. Kimini makbul, kimini sakıncalı, kimini yok edilmesi gereken olarak tanımlar.

Faşizm nedir?

Faşizm katletmeyi alkışlamaktır. Yakmayı, yıkmayı, işkenceyi meşrulaştırmaktır. Acıyı hak edilmiş göstermek, şiddeti çözüm gibi sunmaktır. Faşizm, insanın insana yaptığı zulmü sıradanlaştırır. O kadar sıradanlaştırır ki, ölüm gündelik hayatın bir parçası hâline gelir. Birileri ölür, diğerleri hayatına devam eder. Faşizm tam da bu devam edebilme hâlidir.

Faşizm nedir mi?

Faşizm bütün bunları görüp susmaktır. Bilip konuşmamaktır. Yanlış olduğunu hissedip ses çıkarmamaktır. “Ben karışmam” demektir. “Tarafsızım” diyerek zulmün yanında durmaktır. Faşizm yalnızca bağıranların değil, susanların da suçudur. Çünkü sessizlik, faşizmin en konforlu alanıdır.

Faşizm çoğu zaman gürültüyle değil, derin ve kalın bir sessizlikle büyür. “Ben faşist değilim” demek yetmez. Çünkü faşizm bir etiket değil, bir davranış biçimidir. Bir tutumdur. Kendini saklamaktır. Doğrulardan bilinçli olarak uzaklaşmaktır. Gerçeği bilip susmaktır, haksızlığı görüp gözlerini kapatmaktır. Faşizm korkudur. Hakikatin bedelinden korkmaktır. Konuşmanın, paylaşmanın, taraf olmanın sonuçlarından korkmaktır. Öyle bir korku ki, insanı yalnızca evde, sokakta değil, sosyal medyada her yerde susturur.

Faşizm, cesaretsizliğin örgütlü hâlidir de... Gerçeği savunamayanların kurduğu görünmez bir ittifaktır. “Şimdi zamanı değil” diyenlerin, “daha kötüsü de var” diye avunanların, “ama”larla cümle kuranların toplamıdır. Faşizm, bu ertelemenin, bu kaçışın, bu suskunluğun içinde serpilip büyümeye devam etmektir.

Faşizm nedir?

Faşizm Maraş’ta, çoluk çocuk demeden katliam yapmaktır. Sivas Madımak’ta insanları ateşe vermektir. Çorum’da yakmak, yıkmak, can almaktır. Ve sonra dönüp tüm bunları gururla alkışlamaktır.

Faşizm, ağızlardan salyalar saçarcasına Diyarbakır’da, Mamak’ta işkence etmektir. Nazım’ı, Yılmaz’ı, Ahmet’i sürgüne göndermektir. İnsan bedenini, insan onurunu futbol tribünlerinde hedef almaktır. Faşizm, bir dili yasaklamak, bir kültürü inkâr etmek, bir halkı yok saymaktır. Bir hafızayı silmeye çalışmaktır.

Faşizm, kimliği suç sayar. Dili tehdit, kültürü tehlike ilan eder. İnancını, varlığını, farklılığını bastırmak ve bunu “düzen”, “devlet” ya da “güvenlik” adı altında meşrulaştırır. Yakılan evleri, yitirilen canları, kaybedilen hayatları sıradanlaştırır. Faşizm, tüm bu vahşeti yapar, yaptırır alkışlatır.

Faşizm, dündür, bugündür, şimdidir. Her inkârda, her suskunlukta, her görmezden gelişte yeniden doğar. Faşizm, faşist olana faşist dememek/diyememektir. Zulmün adını koymamaktır. Mağduru avutup, zalimi aklamaktır.

Faşizm; çoluk çocuğun, kadının, yaşlının, doğanın, yaşamın değersizleştirilmesidir. Özgürlüğün, hak, hukuk, adalet ve eşitlik kavramlarının içinin boşaltılmasıdır. Bu değerlerin yok edilmesi ve artık hiçbir kıymetinin, karşılığının kalmamasıdır.

Faşizm; bireyin özgür iradesini bir kenara bırakıp devasa bir sürüye dönüşmesidir. Kendi aklını ve vicdanını kalabalığın kör coşkusuna teslim etmektir. Birey olmanın getirdiği ağır sorumluluktan kaçıp vahşi bir kitle içinde kaybolmaktır. Faşizm, sorgulamak yerine alkışlamak, bağırarak, söverek sayarak farklı olanın çığlığını bastırmaktır. Kendi esaretini ve korkusunu o aptal sürüsünün arkasına gizlemektir. Özünde faşizm; "biz" olmanın gücüne sığınıp "ben"i kurban etmektir.

Faşizm; bireyin ve toplumun insan kalan yanının amansız bir kansere yakalanmasıdır. Kişinin kendi öz benliğini bağnazlığın kör karanlığına kurban etmesidir. Bu kanserli fikirler, sağlıklı her düşünce hücresini birer birer öldürür. Faşizm; vicdanın bu kanserli alan tarafından yutulması ve insanı insan yapan tüm değerlerin yerini çürümeye bırakmasıdır. Ve bu çürüme sessizlikle beslenir.

Faşizm nedir sorusunun cevabı basit olduğu kadar da ağırdır; faşizm, insanlığa karşı işlenen suçların toplamıdır. Ve bu suç, yalnızca yapanların değil; görüp susanların, bilip konuşmayanların, korkup saklananların omuzlarında daha da büyüyecektir.

Mesut AKÇA

{ "vars": { "account": "UA-91479741-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }