Doğan`la Gelen Barış

Abone Ol

 Geçen Ramazan Bayramını geçirdiğim Ankara’da almıştım, “çiçek” gibi Hacı Çiçek’in acı haberini… Duygularını aktardığı kemanından çıkan nağmelerin dinleyicide bıraktığı etkiden olacak halk arasında “Gavur Hacı” lakabıyla anılırdı. Yumuşak bir kalbi vardı. Önceki yılda da oğlunu kaybetmişti. İntikamcı değildi. Barışçıydı. Yaklaşık on-on beş yıldan bu yana tanımıştık bir birimizi… Son olarak Gaziantep Üniversitesi Konservatuar Bölümünde Keman Öğreticisi olarak asgari ücretle çalışıyordu. Ara sıra Adıyaman’a gelişinde uğrardı ofise… Vefatından bir hafta kadar önce de yine ziyarete gelmişti. Meğer son görüşme imiş. Bilemezsin ki?  

Kelimenin tam anlamıyla “gariban”dı. Ailevi nedenlerle çıkan silahlı kavgada isabet eden kurşunla vefat ettiğini internet haber sitelerinde okuyunca Belediye sitesindeki vefat bölümünde yazılı yakınının cep telefonuna başsağlığı mesajı gönderebildim ancak… Bir de ruhuna okuduğum Fatiha’yı… Üzülmüştüm…
Aradan iki ay geçti. 11 Eylül 2014 günü Adıyaman’da Bugün Gazetesinin “şimdilik” eski muhabiri Ömer Karakuş’un gönderdiği SMS’le bu kez sevindim Hacı Kardeş için… Ve yakınları için… Kısaca tüm toplum için…
Karakuş’un dayısı Akpınar köylü Ömer Doğan, aylardır yaptığı “mekik diplomasisi” ile tarafları bir araya getirmeyi, barış çubuğunu tüttürmeyi başarmıştı sonunda… Taraflar içerisindeki “akil adam”ların etkisi de olmuştur mutlaka… 
Hacı Çiçek’in akan kanı böylece devam etmeyecek, ettirilmeyecekti. Kan kanla yıkanmazdı çünkü. Kan su ile yıkanırdı. Suyun kaynağını ise Ömer Doğan bulmuştu demek… 
Adıyaman’ın Alitaşı Mahallesindeki barış toplantısı mahalline gittim. Gerçek bir Kanaat Önderi olan Alevi Dedesi Ali Büyükşahin’inle de aynı yere giderken karşılaştım. Lakin aracımı park etmeye çalışırken gelen bir telefon üzerine hemen geri dönmek zorunda kaldım. Vücudum ayrılmıştı ama kafam orada kalmıştı sanki… 
Sonraki günlerde çıkan gazeteler Çiçek ve Polat ailelerinin salâvat getirip birbirlerine sarılarak barıştığını, barış yemeğine Vali Yardımcısı Yunus Emre Altıner, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Fevzi Bilgiç ve AK Parti İl Başkanı İbrahim Halil Fırat’ın katıldığını yazıyordu. Masa başında yaptığım dua ile toplu duaya ben de katılmış oldum.
Aileler arasında silahlar, bıçaklar konuşmayacak, insanlık konuşacaktı artık...
Barış için belki valilerin, kaymakamların, emniyet müdürlerinin, jandarma komutanlarının yalnızca “makam” ağırlığıyla yapamayacaklarını Ömer Doğan, “kişisel” ağırlığıyla yapmıştı…
27 Mayıs 2013 tarihli köşe yazımın konusu olan; Atatürk Ormanında bıçaklanarak öldürülen genç kız ve şüphelisinin ailelerini barıştırmayı başaran eski Milletvekili “Barış Elçisi” Şevket Gürsoy gibi… 
O halde şimdi gelin, “durumdan vazife” çıkaralım; DOĞAN ve GÜRSOY gibi yaşantısının büyük bölümünü toplum barışına adamış “gönül makamı” sahiplerine Adıyaman Valiliğince birer “Barış Plaketi” verilmesini önerelim…
NOT: 16 Eylül 2014 tarihli “Belediye’deki Kara Delikler” başlıklı yazımızda Başkan Kutlu’nun açıkladığı belediyenin borç miktarı, işleyecek faizle birlikte 238.000 TL değil de 238. 000.000 TL olacaktır. Üç sıfırlık! “yanlışı Bağdat’tan döndüren” duyarlı Hoca’m Ebubekir Aytekin’e teşekkür ederim. Demek ki dil gibi kalem de sürçermiş bazen…
 
{ "vars": { "account": "UA-91479741-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }